English    Türkçe    فارسی   

5
847-856

  • Şehirliler aman diye huzuruna gelip secde ettiler. Kulağımıza küpe tak, bizi kul et, tek canımızı bağışla.
  • سجده آوردند پیشش کالامان  ** حلقه‌مان در گوش کن وا بخش جان 
  • Sana lazım olan her vergiyi her hediyeyi verelim, onu her yıl çoğaltalım.
  • هر خراج و صلتی که بایدت  ** آن ز ما هر موسمی افزایدت 
  • Ey aslan huylu canımız senin,bir zamancağız onu bize emanet bırak dediler.
  • جان ما آن توست ای شیرخو  ** پیش ما چندی امانت باش گو 
  • Padişah bana Ebubekir adlı birisini getirmezseniz canınızı kurtaramazsınız. 850
  • گفت نرهانید از من جان خویش  ** تا نیاریدم ابوبکری به پیش 
  • Şehrinizden Ebubekir adlı birini bana armağan olarak sunmazsanız,
  • تا مرا بوبکر نام از شهرتان  ** هدیه نارید ای رمیده امتان 
  • Size kötülük eder, sizi ekin gibi keser biçerim. Ne vergi alırım, ne afsun dinlerim dedi.
  • بدرومتان هم‌چو کشت ای قوم دون  ** نه خراج استانم و نه هم فسون 
  • Yoluna altın dolu bir çuval getirip, bu şehirden Ebubekir adlı birini isteme.
  • بس جوال زر کشیدندش به راه  ** کز چنین شهری ابوبکری مخواه 
  • Sebzvar’da nasıl olur da Ebubekir bulunur? Hiç dere içinde ıslanmamış toprak parçası bulunur mu? dediler.
  • کی بود بوبکر اندر سبزوار  ** یا کلوخ خشک اندر جویبار 
  • Padişah altından yüz çevirip “A mecusiler” dedi, Ebubekir adlı birisini armağan olarak getirmedikçe 855
  • رو بتابید از زر و گفت ای مغان  ** تا نیاریدم ابوبکر ارمغان 
  • Fayda yok. ben çocuk değilim ki altına, gümüşe hayran olayım.”
  • هیچ سودی نیست کودک نیستم  ** تا به زر و سیم حیران بیستم