English    Türkçe    فارسی   

1
3047-3056

  • گرگ خود چه سگ بود کاو خویش دید ** پیش چون من شیر بی‌‌مثل و ندید
  • Kurt, ne köpek oluyor ki benim gibi misli, naziri bulunmayan bir aslanın huzurunda kendisini görüyor, varım sanıyor!
  • گفت پیش آ ای خری کاو خود بدید ** پیشش آمد پنجه زد او را درید
  • Kendini beğenen eşek, ileri gel!” Kurt ileri gelince bir pençe vurup onu parçaladı.
  • چون ندیدش مغز و تدبیر رشید ** در سیاست پوستش از سر کشید
  • Onda akıl ve isabetli bir tedbir görmeyince cezasını verip derisini yüzdü.
  • گفت چون دید منت از خود نبرد ** این چنین جان را بباید زار مرد 3050
  • Mademki beni görmek, seni kendinden geçirmedi, huzurumda yok olmadın. Böyle cana inleyerek ölmek gerek.
  • چون نبودی فانی اندر پیش من ** فضل آمد مر ترا گردن زدن‌‌
  • Mademki huzurumda mahvolmadı, boynunu vurmak farz oldu.
  • کل شی‌‌ء هالک جز وجه او ** چون نه‌‌ای در وجه او هستی مجو
  • Tanrı’dan başka her şey fânidir. Mademki onun zatında fâni değilsin, varlık arama!
  • هر که اندر وجه ما باشد فنا ** کل شيء هالک نبود جزا
  • Bizim hakikatimiz de yok olana “Her şey fânidir” cezası yoktur.
  • ز آن که در الاست او از لا گذشت ** هر که در الاست او فانی نگشت‌‌
  • Çünkü o “İllâ” dadır, “Lâ” dan geçmiştir. “İllâ” da fâni olmaz.
  • هر که بر در او من و ما می‌‌زند ** رد باب است او و بر لا می‌‌تند 3055
  • Kapıda dolaşan, Ben’den, biz’den dem vuran kapıdan sürülür, “lâ” makamında dolaşıp durur.
  • قصه‌‌ی آن کس که در یاری بکوفت از درون گفت کیست گفت منم، گفت چون تو تویی در نمی‌‌گشایم هیچ کس را از یاران نمی‌‌شناسم که او من باشد
  • Birisinin, bir dostun kapısını döğdüğü zaman içeriden “ Kimsin “ sözüne “Benim “ demesi üzerine dostun “ Mademki sen, sensin, kapıyı açmıyorum. Çünkü dostlardan kimseyi tanımıyorum ki o, ben olsun” demesi
  • آن یکی آمد در یاری بزد ** گفت یارش کیستی ای معتمد
  • Birisi, bir dostunun kapısına gelip kapıyı çaldı. Dostu “Kapıyı çalan kim?” deyince.