English    Türkçe    فارسی   

1
776-785

  • آن بت منحوت چون سیل سیاه ** نفس بتگر چشمه‌‌ای بر آب راه‌‌
  • O, yontulmuş put, kara sel gibidir. Put yapan nefis, anayolda bir pınardır.
  • صد سبو را بشکند یک پاره سنگ ** و آب چشمه می‌‌زهاند بی‌‌درنگ‌‌
  • Bir taş parçası yüz testiyi kırar ama pınar suyu durmadan kaynar.
  • بت شکستن سهل باشد نیک سهل ** سهل دیدن نفس را جهل است جهل‌‌
  • Put kırmak kolay, gayet kolaydır. Fakat nefsi kolay görmek cahilliktir.
  • صورت نفس ار بجویی ای پسر ** قصه‌‌ی دوزخ بخوان با هفت در
  • Ey oğul, nefsin misal ve suretini istersen yedi kapılı cehennemin kıssasını oku!
  • هر نفس مکری و در هر مکر ز آن ** غرقه صد فرعون با فرعونیان‌‌ 780
  • Nefsin her anda hilesi var, her hilesinde yüzlerce Firavun, Firavun’a uyanlarla boğulmuş!
  • در خدای موسی و موسی گریز ** آب ایمان را ز فرعونی مریز
  • Mûsâ’nın Tanrısına ve Mûsâ’ya kaç; Firavun’luk ederek iman suyunu dökme!
  • دست را اندر احد و احمد بزن ** ای برادر واره از بو جهل تن‌‌
  • Ahad ve Ahmed’e yapış, ey kardeş, ten Ebucehl’inden kurtul!
  • به سخن آمدن طفل در میان آتش و تحریض کردن خلق را در افتادن به آتش‌‌
  • O Yahudi padişahının, küçük bir çocukla bir kadını getirip, o çocuğu ateşe atması, çocuğun dile gelerek halkı ateşe atılmağa teşvik eylemesi
  • یک زنی با طفل آورد آن جهود ** پیش آن بت و آتش اندر شعله بود
  • O Yahudi, bir kadını çocuğuyla putun önüne getirdi, ateş yalımlanmıştı.
  • طفل از او بستد در آتش در فکند ** زن بترسید و دل از ایمان بکند
  • Çocuğu, anasından alıp ateşe attı. Kadın korkup gönlünü imandan ayırdı.
  • خواست تا او سجده آرد پیش بت ** بانگ زد آن طفل إنی لم أمت‌‌ 785
  • Kadın, put önünde secde etmek isteyince çocuk ateş içinde “Ben ölmedim” diye haykırdı.