English    Türkçe    فارسی   

2
1062-1071

  • هر چه کاری از برای او بکار ** چون اسیر دوستی ای دوستدار
  • Mademki sevgiliye esirsin, ey âşık ektiğini onun için ek!
  • گرد نفس دزد و کار او مپیچ ** هر چه آن نه کار حق هیچ است هیچ‏
  • Hırsız nefsin etrafında dolaşma, onun işine bulaşma. Bir iş, Hakk’ın işi değil mi? Hiçtir hiç!
  • پیش از آن که روز دین پیدا شود ** نزد مالک دزد شب رسوا شود
  • Kıyamet günü gelmeden, gece hırsızı, mal sahibinin yanında rüsvay olmadan bu işten vazgeç.
  • رخت دزدیده به تدبیر و فنش ** مانده روز داوری بر گردنش‏ 1065
  • Hilelerle, tedbirlerle çalınmış olan malın vebali adalet günü çalan adamın boynunda kalır.
  • صد هزاران عقل با هم بر جهند ** تا به غیر دام او دامی نهند
  • Yüz binlerce akıl, bir araya gelip onun tuzağına aykırı bir tuzak kurmak isterler, kurarlar da.
  • دام خود را سخت‏تر یابند و بس ** کی نماید قوتی با باد خس‏
  • Kurdukları tuzağı pek kuvvetli pek yerinde ve kâfi bulurlar ama bir çöp parçası rüzgâra nasıl dayanabilir?
  • گر تو گویی فایده‏ی هستی چه بود ** در سؤالت فایده هست ای عنود
  • Eğer sen “Şu halde varlığın ne faydası var?” dersen senin bu sualinde fayda var mı inatçı adam?
  • گر ندارد این سؤالت فایده ** چه شنویم این را عبث بی‏عایده‏
  • Sualinde fayda yoksa bu abes ve faydasız suali niye dinleyeyim?
  • ور سؤالت را بسی فاییده‏هاست ** پس جهان بی‏فایده آخر چراست‏ 1070
  • Eğer birçok faydaları varsa neden bu cihan faydasız olsun öyle ise?
  • ور جهان از یک جهت بی‏فایده ست ** از جهتهای دگر پر عایده ست‏
  • Cihan, bir cihetten faydasız, başka bir cihetten faydalarla dopdoludur.