English    Türkçe    فارسی   

2
2580-2589

  • پیش خویشان باش چون آواره‏ای ** بر مه کامل زن ار مه پاره‏ای‏ 2580
  • Mademki yerin yurdun yok bildiklerin yanına var, ay parçasıysan kâmil ve tamam bir aya yüz vur!
  • جزو را از کل خود پرهیز چیست ** با مخالف این همه آمیز چیست‏
  • Cüz’ün, küllünden çekinmesi de ne oluyor? Muhalifle bu kaynaşma da ne?
  • جنس را بین نوع گشته در روش ** غیبها بین گشته عین از پرتوش‏
  • Cinse bak, bir nev’ile karışınca, o cinsin nev’i olmuş gayıpları gör, ayn’ın nuru ile ayn kesilmiş.
  • تا چون زن عشوه خری ای بی‏خرد ** از دروغ و عشوه کی یابی مدد
  • Be akılsız, karı gibi işvelendikçe, yalana işveye kalkıştıkça, nasıl üst olacaksın?
  • چاپلوس و لفظ شیرین و فریب ** می‏ستانی می‏نهی چون زر به جیب‏
  • Halkın seni övmesini, sana yaltaklanmasını, halkın tatlı ve kandırıcı sözlerini alıyor, altın gibi cebine indiriyorsun!
  • مر ترا دشنام و سیلی شهان ** بهتر آید از ثنای گمرهان‏ 2585
  • Sana Padişahların sövmesi, vurması, sapıkların övmesinden daha iyidir.
  • صفع شاهان خور مخور شهد خسان ** تا کسی گردی ز اقبال کسان‏
  • Padişahların tokadını ye de aşağılık kişilerin balını yeme, bu suretle er olanların ikbali yüzünden sen de bir er ol.
  • ز آنک از ایشان خلعت و دولت رسد ** در پناه روح جان گردد جسد
  • Çünkü onlardan hil’at gelir, devlet gelir. Onlar, ruhun penahında cesedi, can haline getirirler.
  • هر کجا بینی برهنه و بی‏نوا ** دان که او بگریخته ست از اوستا
  • Nerede bir çıplak, bir yoksul görürsen bil ki bir kâmilden kaçmıştır.
  • تا چنان گردد که می‏خواهد دلش ** آن دل کور بد بی‏حاصلش‏
  • Gönlünün dilediğini yapmak, o kör, o kötü ve sermayesiz gönlün istediğini yerine getirmek için bir üstattan firar etmiştir.