English    Türkçe    فارسی   

2
268-277

  • آن منافق مشک بر تن می‏نهد ** روح را در قعر گلخن می‏نهد
  • O münafık, miski tene sürer de ruhu, külhanın ta dibine sokar.
  • بر زبان نام حق و در جان او ** گندها از فکر بی‏ایمان او
  • Dilin de Allah adı, canındaysa imansız düşüncesi yüzünden pis kokular!
  • ذکر با او همچو سبزه‏ی گلخن است ** بر سر مبر ز گل است و سوسن است‏ 270
  • Onun zikretmesi külhanda biten yeşilliğe, aptes bozulan yerde yetişen gül ve süsene benzer.
  • آن نبات آن جا یقین عاریت است ** جای آن گل مجلس است و عشرت است‏
  • O yeşillik orada ariyettir. O gülün yeri oturulan işret edilen yerdir.
  • طیبات آید به سوی طیبین ** للخبیثین الخبیثات است هین‏
  • Temiz şeyler temizlere aittir; pisler de pis şeylere... Kendine gel!
  • کین مدار آنها که از کین گمرهند ** گورشان پهلوی کین داران نهند
  • Kin yüzünden yol azıtanlara kin tutma. Çünkü onların kabirlerini de kin tutanların yanına kazarlar.
  • اصل کینه دوزخ است و کین تو ** جزو آن کل است و خصم دین تو
  • Kinin aslı cehennemdir. Senin kinin o küll’ün cüz’üdür, dinin de düşmanı.
  • چون تو جزو دوزخی پس هوش دار ** جزو سوی کل خود گیرد قرار 275
  • Mademki sen cehennemin cüz’üsün; aklını başına al cüzü, küllünün yanında karar eder.
  • تلخ با تلخان یقین ملحق شود ** کی دم باطل قرین حق شود
  • Acı, mutlaka acılara katılır. Bâtıl söz nasıl olur da Hakk’a ulaşır?
  • ای برادر تو همان اندیشه‏ای ** ما بقی تو استخوان و ریشه‏ای‏
  • Kardeş, sen ancak o düşünceden, o ruhtan ibaretsin. Mütebaki varlığın bakımındansa kemik ve deriden başka bir şey değilsin.