English    Türkçe    فارسی   

2
3074-3083

  • ای که صبرت نیست از دنیای دون ** صبر چون داری ز نعم الماهدون‏
  • Ey aşağılık dünyaya bile sabredemeyen, bu yeryüzünü güzel bir tarzda döşeyen Allah’ya nasıl sabredebiliyorsun?
  • ای که صبرت نیست از ناز و نعیم ** صبر چون داری از الله کریم‏ 3075
  • Ey naz ve nimete bile sabredemeyen, kerim Allah’a nasıl sabredebiliyorsun?
  • ای که صبرت نیست از پاک و پلید ** صبر چون داری از آن کاین آفرید
  • Ey temize, pise bile sabırsız, Yaratanına nasıl sabredebiliyorsun?
  • کو خلیلی که برون آمد ز غار ** گفت هذا رب هان کو کردگار
  • Nerede bir Halil ki mağaradan çıkıp ayı görünce “ Bu benim Rabbim” dedikten sonra battığını görünce kendisine gelip “ Nerede kâinatı yaratan Allah?” desin.
  • من نخواهم در دو عالم بنگریست ** تا نبینم این دو مجلس آن کیست‏
  • Ben, bu iki meclis sahibini görmedikçe iki âlemi de görmek istemem.
  • بی‏تماشای صفتهای خدا ** گر خورم نان در گلو ماند مرا
  • Allah sıfatlarını görmedikçe ekmek bile yesem boğazımda kalır.
  • چون گوارد لقمه بی‏دیدار او ** بی‏تماشای گل و گلزار او 3080
  • Onun yüzünü görmedikçe, onun gülünü, gül bahçesini temaşa etmedikçe lokma nasıl siner?
  • جز بر امید خدا زین آب خور ** کی خورد یک لحظه الا گاو و خر
  • Allah’ı ummadan bu suyu bir an bile kim içer? Ancak öküz ve eşek!
  • آن که کالانعام بد بل هم اضل ** گر چه پر مکر است آن گنده بغل‏
  • Hayvan gibi olanlar, hatta ondan da aşağı bir dereceye düşmüş bulunanlar, hileyle dolu olsa bile yine pis, murdar, kokmuş kişilerdir.
  • مکر او سر زیر و او سر زیر شد ** روزگاری برد و روزش دیر شد
  • Böyle kişinin hilesi de baş aşağı olmuştur, kendisi de. Zamanı geçip gitmiş, günü bir türlü gelmez olmuştur.