English    Türkçe    فارسی   

3
3576-3585

  • چون دوم بار آدمی‌زاده بزاد ** پای خود بر فرق علتها نهاد
  • Âdemoğlu, ikinci defa doğdu mu ayağını sebeplerin başına kor.
  • علت اولی نباشد دین او ** علت جزوی ندارد کین او
  • Artık, onun dini illet-i ûlâ değildir. Cüz’i illet de ona bir zarar veremez.
  • می‌پرد چون آفتاب اندر افق ** با عروس صدق و صورت چون تتق
  • O, doğruluk geliniyle ufuklarda uçup durur; sureti de ona ancak bir duvaktır.
  • بلک بیرون از افق وز چرخها ** بی مکان باشد چو ارواح و نهی
  • Hatta ufuktan da dışarıdadır, göklerden de. Ruhlar ve akıllar gibi mekânız bir âlemdedir.
  • بل عقول ماست سایه‌های او ** می‌فتد چون سایه‌ها در پای او 3580
  • Hatta akıllarımız bile onun gölgesidir: akıllarımız bile gölgeler gibi onun ayağına düşer.
  • مجتهد هر گه که باشد نص‌شناس ** اندر آن صورت نیندیشد قیاس
  • Müctehit, nassı görür, tanırsa herhangi bir hükümde artık kıyası düşünmez ki.
  • چون نیابد نص اندر صورتی ** از قیاس آنجا نماید عبرتی
  • Fakat bir şeyde nas yoksa orada kıyasa girişir, kıyastan ibret alır, kıyasla hüküm verir.
  • تشبیه نص با قیاس
  • Nasla kıyası benzetiş
  • نص وحی روح قدسی دان یقین ** وان قیاس عقل جزوی تحت این
  • Nassı Ruhulkudüs’ün vahyi bil, Aklı cüz’inin kıyası, bundan aşağıdır.
  • عقل از جان گشت با ادراک و فر ** روح او را کی شود زیر نظر
  • Akıl, canla idrak sahibi olmuş, canla aydınlanmıştır. Ruh, nasıl olur da aklın tasarrufuna girer?
  • لیک جان در عقل تاثیری کند ** زان اثر آن عقل تدبیری کند 3585
  • Fakat ruh, akla tesir eder de akıl, o tesir altında tedbire girişir.