English    Türkçe    فارسی   

4
3812-3821

  • لا تخالفهم حبیبی دارهم ** یا غریبا نازلا فی دارهم
  • Onlara aykırı harekette bulunma; onlarla hoş geçinmeye bak ey garip olarak onların evlerine konmuş olan sevgili.
  • اعط ما شائوا وراموا وارضهم ** یا ظعینا ساکنا فی‌ارضهم
  • Diledikleri, istedikleri şeyi ver, onları razı et, ey onların yurtlarına konmuş, orayı yurt edinmiş olan dost!
  • تا رسیدن در شه و در ناز خوش ** رازیا با مرغزی می‌ساز خویش
  • Padişaha ulaşıncaya dek, onun güzelim naz ve edalarını görünceye kadar ey Rey'li, Maragal'lıyla hoş geçin!
  • موسیا در پیش فرعون زمن ** نرم باید گفت قولا لینا 3815
  • Ey Musa zamane Firavun'unun tapısında yumuşak söz söylemek gerek!
  • آب اگر در روغن جوشان کنی ** دیگدان و دیگ را ویران کنی
  • Kaynayan yağın üstüne su dökersen ocağı da yakarsın tencereyi de!
  • نرم گو لیکن مگو غیر صواب ** وسوسه مفروش در لین الخطاب
  • Yumuşak söyle ama sakın doğrudan gayrı bir şey söyleme... yumuşak sözlerle vesveseler satmaya kalkışma!
  • وقت عصر آمد سخن کوتاه کن ** ای که عصرت عصر را آگاه کن
  • İkindi oldu, sözü kısa kes ey ikindisi, asrı uyandıran er!
  • گو تو مر گل‌خواره را که قند به ** نرمی فاسد مکن طینش مده
  • Toprak yemeyi âdet edinmiş adama bozuk düzen bir yumuşaklık göstererek toprak verme... şeker daha iyidir de!
  • نطق جان را روضه‌ی جانیستی ** گر ز حرف و صوت مستغنیستی 3820
  • Harfle sesle alıverişin yok ama yine de can sözlerine can bahçesisin sen!
  • این سر خر در میان قندزار ** ای بسا کس را که بنهادست خار
  • Şeker kamışlığına asılakonan şu eşek başı, nice kişileri hor hakîr bir hale koydu!