English    Türkçe    فارسی   

5
1647-1656

  • امر کردی در گرفتن سوی گوش  ** نهی کردی از قساوت سوی هوش 
  • Kulağıma, toprağı al dedin, aklıma da bunun aksini emrettin.
  • سبق رحمت گشت غالب بر غضب  ** ای بدیع افعال و نیکوکار رب 
  • Rahmet gazaptan fazladır, üstündür, üstün geldi ey işleri essiz, örneksiz olan ve iyi işler işleyen Tanrı.
  • فرستادن عزرائیل ملک العزم و الحزم را علیه‌السلام ببر گرفتن حفنه‌ای خاک تا شود جسم آدم چالاک عیله‌السلام و الصلوة 
  • Tanrının çevik Adem'in aleyhisselam’ın bedenini yoğurmak üzere bir avuç toprak alması için azim ve şiddet sahibi bir melek olan Azrail aleyhisselam'ı yollaması.
  • گفت یزدان زو عزرائیل را  ** که ببین آن خاک پر تخییل را 
  • Tanri, Azrail’e “Çabuk git, o hayallere kapılmış toprağın halini gör.
  • آن ضعیف زال ظالم را بیاب  ** مشت خاکی هین بیاور با شتاب  1650
  • O arık zalimi bul, hemen bir avuç torak al, gel” dedi.
  • رفت عزرائیل سرهنگ قضا  ** سوی کره‌ی خاک بهر اقتضا 
  • Kaza ve kader çavuşu Azrail, buyruğu yerine getirmek üzere toprak yuvarlağına geldi.
  • خاک بر قانون نفیر آغاز کرد  ** داد سوگندش بسی سوگند خورد 
  • Toprak adeti veçhile yine feryada, ant vermeye başladı. Bir çok yeminler verdi.
  • کای غلام خاص و ای حمال عرش  ** ای مطاع الامر اندر عرش و فرش 
  • “Ey has kul, ey arşı taşıyan, ey arşta da, ferste de emrine itaat edilen!
  • رو به حق رحمت رحمن فرد  ** رو به حق آنک با تو لطف کرد 
  • Tek ve merhametli Tanrı’nın rahmeti hakkı için git. Sana lütuflarda bulunan Tanrı hakkı için git.
  • حق شاهی که جز او معبود نیست  ** پیش او زاری کس مردود نیست  1655
  • Kendisinden başka tapılan bulunmayan, huzurunda kimsenin ağlayıp sızlanması ret edilmeyen padişah hakkı için” dedi.
  • گفت نتوانم بدین افسون که من  ** رو بتابم ز آمر سر و علن 
  • Fakat Azrail dedi ki: Bu afsunla gizli, aşikar buyruk sahibi olandan yüz çevirmem ben.