English    Türkçe    فارسی   

5
1772-1781

  • در حدیث آمد که روز رستخیز  ** امر آید هر یکی تن را که خیز 
  • Hadiste gelmiştir ki kıyamet günü, her bedene “kalk” diye emir gelir.
  • نفخ صور امرست از یزدان پاک  ** که بر آرید ای ذرایر سر ز خاک 
  • Sur’un üfürülmesi, pak Tanri’nin ey zerreler yerden bas kaldırın diye emretmesidir.
  • باز آید جان هر یک در بدن  ** هم‌چو وقت صبح هوش آید به تن 
  • Herkesin canı, sabahleyin kalkınca nasıl aklımız başımıza gelirse tıpkı öyle, kendi bedenine girer.
  • جان تن خود را شناسد وقت روز  ** در خراب خود در آید چون کنوز  1775
  • Can, kıyamet günü, kendi bedenini tanır, define gibi kendine mahsus olan o yıkık yere girer.
  • جسم خود بشناسد و در وی رود  ** جان زرگر سوی درزی کی رود 
  • Her can, kendi bedenini tanır, o bedene girer. Kuyumcunu canı, nasıl olur da terzinin bedenine girer?
  • جان عالم سوی عالم می‌دود  ** روح ظالم سوی ظالم می‌دود 
  • Bilgi sahibinin canı, bilgi sahibinin bedenine girer, zulmedenin canı, zulmedenin bedenine.
  • که شناسا کردشان علم اله  ** چونک بره و میش وقت صبحگاه 
  • Sabah çağı kuzu anasını, koyun kuzusunu nasıl tanırsa Tanrı bilgisi de bedenleri tanıma hususunda ruhlara böyle bir bilgi vermiştir.
  • پای کفش خود شناسد در ظلم  ** چون نداند جان تن خود ای صنم 
  • Ayak bile karanlıkta ayakkabısını tanırken a güzelim can kendi bedenini nasıl tanımaz?
  • صبح حشر کوچکست ای مستجیر  ** حشر اکبر را قیاس از وی بگیر  1780
  • Ey Tanrıya sığınan, sabah küçük mahşerdir. Büyük mahşeri de var ondan kıyas et.
  • آنچنان که جان بپرد سوی طین  ** نامه پرد تا یسار و تا یمین 
  • Can, nasıl toprağa uçarsa amel defteri de sağa, sola öyle uçar.