English    Türkçe    فارسی   

5
1909-1918

  • چونک مغز من ز عقل و هش تهیست  ** پس گناه من درین تخلیط چیست 
  • Aklım, fikrim başımda yoksa benim bunda ne günahım var?
  • نه گناه اوراست که عقلم ببرد  ** عقل جمله‌ی عاقلان پیشش بمرد  1910
  • Benim günahım yok ama aklimi alan sevgilinin de günahı yok. Bütün akılların aklı onun huzurunda ölüp gitmede.
  • یا مجیر العقل فتان الحجی  ** ما سواک للعقول مرتجی 
  • Ey akıllara fitne salan, onları hayran eden, akılların senden başka sığınacağı yer yok.
  • ما اشتهیت العقل مذ جننتنی  ** ما حسدت الحسن مذ زینتنی 
  • Beni çıldırttığın demden beri aklı hiç arzulamadım. Beni süsleyip bezediğin zamandan beri güzelliğe hiç haset etmedim.
  • هل جنونی فی هواک مستطاب  ** قل بلی والله یجزیک الثواب 
  • Senin sevdana düşüp çıldırmam hoş ve iyi değil mi? Tanrı sana hayırlar versin, evet iyi de!
  • گر بتازی گوید او ور پارسی  ** گوش و هوشی کو که در فهمش رسی 
  • O ister Arapça söylesin ister Farsça. Nerede bir kulak nerede bir akıl ki o sözleri anlasın.
  • باده‌ی او درخور هر هوش نیست  ** حلقه‌ی او سخره‌ی هر گوش نیست  1915
  • Onun şarabı, her aklın harcı değil. Onun küpesi her kulağın oyuncağı değil.
  • باز دیگر آمدم دیوانه‌وار  ** رو رو ای جان زود زنجیری بیار 
  • Bir kere daha delicesine geldim işte. Yürü, yürü ey can, çabuk bir zincir getir.
  • غیر آن زنجیر زلف دلبرم  ** گر دو صد زنجیر آری بردرم 
  • Fakat sevgilimin zülfünden başka iki yüz tane zincir olsa kırarım ha.
  • حکمت نظر کردن در چارق و پوستین کی فلینظر الانسان مم خلق 
  • "İnsana bak, neden yaratıldı", hükmünce çarık ve kürke bakmanın sebebi
  • بازگردان قصه‌ی عشق ایاز  ** که آن یکی گنجیست مالامال راز 
  • Yine Eyaz’ın aşk hikayesine dön. Çünkü o hikaye sırlarla dopdolu bir hazinedir.