English    Türkçe    فارسی   

5
3508-3517

  • گفت شه شه و آن شه کبرآورش  ** یک یک از شطرنج می‌زد بر سرش 
  • Bunu kibrine yediremez, tu Allah müstehakını versin diye satranç taşlarını birer birer Delkak'in başına vururdu.
  • که بگیر اینک شهت ای قلتبان  ** صبر کرد آن دلقک و گفت الامان 
  • Al, işte şahın bu senin bu kaltaban derdi. Delkak, aman padişahım der, sabrederdi.
  • دست دیگر باختن فرمود میر  ** او چنان لرزان که عور از زمهریر  3510
  • Bir gün, yine padişah mat oldu. Bir oyun daha oynamalarını emretti. Delkak, zemheride çıplak kalmış adam gibi tirtir titriyordu.
  • باخت دست دیگر و شه مات شد  ** وقت شه شه گفتن و میقات شد 
  • Bir oyun daha oynadı, yine padişah yutuldu. Tu Allah müstehakını versin zamanı gelince,
  • بر جهید آن دلقک و در کنج رفت  ** شش نمد بر خود فکند از بیم تفت 
  • Delkak, sıçradı, bir köşeye kaçtı; korkusundan altı tane halının altına girdi.
  • زیر بالشها و زیر شش نمد  ** خفت پنهان تا ز زخم شه رهد 
  • Yastıklarla o altı halının altına gizlenip padişahın .satranç taşlarından aman buldu.
  • گفت شه هی هی چه کردی چیست این  ** گفت شه شه شه شه ای شاه گزین 
  • Padişah, ne yapıyorsun, bu ne? deyince, padişahım dedi. Tu Allah müstehakını versin!
  • کی توان حق گفت جز زیر لحاف  ** با تو ای خشم‌آور آتش‌سجاف  3515
  • Ateşler püskürüyorsun. Senin gibi öfkeci bir padişaha döşeme altından başka bir yerde doğru söz söylenebilir mi?
  • ای تو مات و من ز زخم شاه مات  ** می‌زنم شه شه به زیر رختهات 
  • Sen mat oldun ama ben de şahın çarpmasından mat oluyorum. Onun için halıların altından Tu Allah müstehakını versin diyorum!
  • چون محله پر شد از هیهای میر  ** وز لگد بر در زدن وز دار و گیر 
  • Mahalle, o beyin bağrış, çağrışiyle, kapıyı tekmelemesi, vurun, tutun diye nara atmasiyle doldu..