English    Türkçe    فارسی   

6
1800-1809

  • هم‌چو تابستان که از وی پنبه‌زاد  ** ماند پنبه رفت تابستان ز یاد  1800
  • Yaz gibi hani. Yazın pamuk biter de o kalır, fakat yaz hatırlanmaz olur.
  • یا مثال یخ که زاید از شتا  ** شد شتا پنهان و آن یخ پیش ما 
  • Yahut da buz gibi. Kışın olur da kış gizlenir, buz bize kalır.
  • هست آن یخ زان صعوبت یادگار  ** یادگار صیف در دی این ثمار 
  • Bu o güçlükten bir armağandır. Kışın da yazın armağanları şu meyvelerdir.
  • هم‌چنان هر جزو جزوت ای فتی  ** در تنت افسانه گوی نعمتی 
  • Ey yiğit bunun gibi senin her cüzün de bedeninde Allahnın bir nimetini söylemededir.
  • چون زنی که بیست فرزندش بود  ** هر یکی حاکی حال خوش بود 
  • Şu kadın gibi yirmi oğlu vardı da her oğlu, bir güzel halini anlatmadadır.
  • حمل نبود بی ز مستی و ز لاغ  ** بی بهاری کی شود زاینده باغ  1805
  • Sarhoşluk ve oynaşma olmadıkça gebe kalınmaz. Bahar olmayınca bahçelerde bir şey doğar mı?
  • حاملان و بچگانشان بر کنار  ** شد دلیل عشق‌بازی با بهار 
  • Gebelerle kucaklarındaki çocuklar, baharın o kadınların aşkına delâlet eder.
  • هر درختی در رضاع کودکان  ** هم‌چو مریم حامل از شاهی نهان 
  • Her ağaç, çocuklarını emzirmededir. Hepsi, Meryem gibi gizli bir padişahtan gebe kalmıştır.
  • گرچه صد در آب آتشی پوشیده شد  ** صد هزاران کف برو جوشیده شد 
  • Ateş suyla gizlenir ama üstünde yüz binlerce köpük coşar.
  • گرچه آتش سخت پنهان می‌تند  ** کف بده انگشت اشارت می‌کند 
  • Ateş pek gizlidir, fakat köpük, on parmağı ile ateşin varlığına delâlet etmekdedir.