English    Türkçe    فارسی   

6
2319-2328

  • این دعا تو امر کردی ز ابتدا  ** ورنه خاکی را چه زهره‌ی این بدی 
  • Bu duayı da önce sen emrettin, yoksa bir toprak parçasında sana dua etmeye kudret mi olurdu?
  • چون دعامان امر کردی ای عجاب  ** این دعای خویش را کن مستجاب  2320
  • Ey hikmetine hayran olduğumun Tanrısı, mademki dua etmemizi emrettin, bu emrettiğin duayı sen kabul et.
  • شب شکسته کشتی فهم و حواس  ** نه امیدی مانده نه خوف و نه یاس 
  • Geceleyin anlayış ve duygular gemisi kırılır. Ne bir ümit kalır, ne korku, ne yeis.
  • برده در دریای رحمت ایزدم  ** تا ز چه فن پر کند بفرستدم 
  • Tanrım, beni rahmet denizine daldırır, bakalım, ne hünerle doldurup geri gönderecek?
  • آن یکی را کرده پر نور جلال  ** وآن دگر را کرده پر وهم و خیال 
  • Birisini ululuk nuru ile doldurur, öbürünü vehimlerle, hayallerle.
  • گر بخویشم هیچ رای و فن بدی  ** رای و تدبیرم به حکم من بدی 
  • Kendimde bir rey, bir tedbir olsaydı her yaptığım, her giriştiğim iş, kendi hükmümce olurdu.
  • شب نرفتی هوش بی‌فرمان من  ** زیر دام من بدی مرغان من  2325
  • Geceleyin aklım, benim buyruğum olmadan gitmezdi. Kuşlarım, tuzağımda dururdu.
  • بودمی آگه ز منزلهای جان  ** وقت خواب و بیهشی و امتحان 
  • Can duraklarını bilir, uykumda da, uyanıkken de, sınandığım zaman da onları anlardım.
  • چون کفم زین حل و عقد او تهیست  ** ای عجب این معجبی من ز کیست 
  • Bu işleri bağlayıp çözmek elimde değil, değil de yine de bu ululanmam, bu kendimi beğenmem nedir?
  • دیده را نادیده خود انگاشتم  ** باز زنبیل دعا برداشتم 
  • Gördüğümü görmemiş sandım da yine dua zembilini kaldırdım.