English    Türkçe    فارسی   

6
3663-3672

  • پس بگفتندش که خدمتها کنیم  ** بر سمعنا و اطعناها تنیم 
  • Şehzadeler de hizmetlerde bulunuruz, dediğin gibi hareket ederiz baş üstüne.
  • رو نگردانیم از فرمان تو  ** کفر باشد غفلت از احسان تو 
  • Buyruğundan dışarı çıkmayız. Senin lûtuf ve ihsanından gaflet etmek, küfürdür dediler.
  • لیک استثنا و تسبیح خدا  ** ز اعتماد خود بد از ایشان جدا  3665
  • Fakat kendilerine güvendiklerinden Tanrı izin verirse demediler. Tanrı’yı anmadılar bile.
  • ذکر استثنا و حزم ملتوی  ** گفته شد در ابتدای مثنوی 
  • Bu Tanrı izin verirse demek, bu kat, kat tedbir ve ihtiyat, Mesnevinin başlangıcında anlatıldı.
  • صد کتاب ار هست جز یک باب نیست  ** صد جهت را قصد جز محراب نیست 
  • Yüz tane kitap olsa hepsi de bir baptan ibarettir. Yüz tarafta da bir tek mihraba dönülür.
  • این طرق را مخلصی یک خانه است  ** این هزاران سنبل از یک دانه است 
  • Bu yolların hepsi de tek bir eve çıkar. Bu binlerce başak, bir tek tohumdan meydana gelmiştir.
  • گونه‌گونه خوردنیها صد هزار  ** جمله یک چیزست اندر اعتبار 
  • Çeşit, çeşit yüz binlerce yemekler vardır. Fakat yemek olmak bakımından hepside bir şeydir.
  • از یکی چون سیر گشتی تو تمام  ** سرد شد اندر دلت پنجه طعام  3670
  • Bir tanesini yedin de tamamıyla doydun mu elli tane yemek olsa hepsinden soğursun.
  • در مجاعت پس تو احول دیده‌ای  ** که یکی را صد هزاران دیده‌ای 
  • Fakat açken şaşılığın tutar, bir yemeği yüz bin yemek görürsün.
  • گفته بودیم از سقام آن کنیز  ** وز طبیبان و قصور فهم نیز 
  • O halayığın hastalığını, doktorların ahvalini, kusurlarını, anlayışsızlıklarını söylemiştik ya.