English    Türkçe    فارسی   

2
2800-2809

  • این مسلمان از کرم می‏خواندم ** گر نگردم زود پیش آید ندم‏ 2800
  • Bu Müslüman, kerem edip beni çağırıyor. Hemencecik gitmezsem herhalde bir kötülüğü düşeceğim deyip.
  • بر امید شفقت آن نیک خواه ** دزد را بگذاشت باز آمد به راه‏
  • O iyilikçi Müslüman’ın şefkatine güvenerek hırsızı bıraktı yola düzüldü.
  • گفت ای یار نکو احوال چیست ** این فغان و بانگ تو از دست کیست‏
  • Varıp “Aziz dost ne var? Böyle kimin elinden feryat ediyorsun ?” dedi.
  • گفت اینک بین نشان پای دزد ** این طرف رفته ست دزد زن بمزد
  • Adam “İşte, hırsızın ayak izine bak. Hırsız çalacağını çalıp bu tarafa gitmiş.
  • نک نشان پای دزد قلتبان ** در پی او رو بدین نقش و نشان‏
  • İşte o kaltabanın ayak izi. Yürü, bu izi izle, ardından koş!” dedi.
  • گفت ای ابله چه می‏گویی مرا ** من گرفته بودم آخر مر و را 2805
  • Adam “Be ahmak, sen ne söylüyorsun? Ben onu tutmuşum.
  • دزد را از بانگ تو بگذاشتم ** من تو خر را آدمی پنداشتم‏
  • Sen bağırınca koyuverdim. Sen bir eşekmişsin meğerse. Bense seni adam sandım.
  • این چه ژاژست و چه هرزه ای فلان ** من حقیقت یافتم چه بود نشان‏
  • Bu ne herze, bu ne hezeyan? Ben kendisini tutmuştum, ayak izini ne yapayım?” dedi.
  • گفت من از حق نشانت می‏دهم ** این نشان است از حقیقت آگهم‏
  • Sen bir hilebazsın, yahut aptalın birisin. Hatta belki de hırsızın ta kendisisin ve bu işi de mahsus yaptın.
  • گفت طراری تو یا خود ابلهی ** بلکه تو دزدی و زین حال آگهی‏
  • Öbürü “ Ben ayak izini gösteriyorum. İşin haki katından âgahım” dedi.