English    Türkçe    فارسی   

2
3155-3164

  • کنگ زفتی کودکی را یافت فرد ** زرد شد کودک ز بیم قصد مرد 3155
  • Bir iri adam bir oğlanı ele geçirdi. Bu adam bana kast eder diye çocuğun yüzü sarardı.
  • گفت ایمن باش ای زیبای من ** که تو خواهی بود بر بالای من‏
  • Adam dedi ki “ Güzelim, emin ol, sen benim üstüme bineceksin.
  • من اگر هولم مخنث دان مرا ** همچو اشتر بر نشین می‏ران مرا
  • Ben korkunç görünsem de aldırış etme, bil ki ben bir ibneyim. Deveye biner gibi bin üstüme, sür”
  • صورت مردان و معنی این چنین ** از برون آدم درون دیو لعین‏
  • İnsanların suretleriyle manaları da işte böyledir. Dışardan adam görünürler, içerden melûn Şeytan!
  • آن دهل را مانی ای زفت چو عاد ** که بر او آن شاخ را می‏کوفت باد
  • Ey Âd gibi ipiri adam, sen rüzgârın tesiriyle dalın vurduğu davula benziyorsun.
  • روبهی اشکار خود را باد داد ** بهر طبلی همچو خیک پر ز باد 3160
  • Tilki, hava ile dolu tulum gibi bir davul yüzünden avını yele verdi.
  • چون ندید اندر دهل او فربهی ** گفت خوکی به ازین خیک تهی‏
  • Davulda bir can olmadığını, içinin hava dolu olduğunu görünce dedi ki: “ Domuz bile şu bomboş tulumdan yeğ!”
  • روبهان ترسند ز آواز دهل ** عاقلش چندان زند که لا تقل‏
  • Davul sesinden tilkiler korkar, fakat akıllı kişi onu öyle döver ki deme gitsin!
  • قصه‏ی تیر اندازی و ترسیدن او از سواری که در بیشه می‏رفت‏
  • Ormana dalan süvariden korkan okçu
  • یک سواری با سلاح و بس مهیب ** می‏شد اندر بیشه بر اسبی نجیب‏
  • Bir atlı cins ata binmiş, pür silâh, heybetle bir ormana dalmış, gidiyordu.
  • تیر اندازی به حکم او را بدید ** پس ز خوف او کمان را در کشید
  • Usta bir okçu görüp korkarak yayını çekti.