English    Türkçe    فارسی   

2
3720-3729

  • نه اخی نه نفس واحد باشد او ** در شقاوت نحس ملحد باشد او 3720
  • Değil kardeşim değil… Artık o tek bir nefis olamaz. Azgınlıkta menhus bir mülhitten ibarettir.
  • گر بگویم آن چه او دارد نهان ** فتنه‏ی افهام خیزد در جهان‏
  • Ondaki gizli şeyleri bir söylesem âlemde fikirler fitneye düşer, karmakarışık olur.
  • سر گبر کور نامذکور به ** دود دوزخ از ارم مهجور به‏
  • Kör gâvurun sırrının anılmaması daha iyi. Cehennem dumanın İrem bağından uzak oluşu daha hoş!
  • غوره‏های نیک کایشان قابل‏اند ** از دم اهل دل آخر یک دل‏اند
  • Ne de olsa üzüm olmaya kabiliyetli korukların gönülleri, ehli dilin nefesleriyle birdir.
  • سوی انگوری همی‏رانند تیز ** تا دویی برخیزد و کین و ستیز
  • Hepsi üzüm olmaya koşarsa, sonunda ikilik kalkar, kin ve savaş kalmaz.
  • پس در انگوری همی‏درند پوست ** تا یکی گردند و وحدت وصف اوست‏ 3725
  • Hepsi de üzüm olup derilerini yırtarlar da birleşirler, vasıfları da birlik olur.
  • دوست دشمن گردد ایرا هم دو است ** هیچ یک با خویش جنگی در نبست‏
  • Dost, düşman ikiliktedir. Fakat hiç, bir olan, kendisiyle savaşır mı?
  • آفرین بر عشق کل اوستاد ** صد هزاران ذره را داد اتحاد
  • Aferin, üstat Aklı Küll’e, yüz binlerce zerreye birlik bahşetti.
  • همچو خاک مفترق در رهگذر ** یک سبوشان کرد دست کوزه‏گر
  • Yerde topak, topak dağınık topraklara benzerlerken testici, hepsini de birleştirdi, bir testi yaptı.
  • که اتحاد جسمهای آب و طین ** هست ناقص جان نمی‏ماند بدین‏
  • Gerçi suyla toprağın birleşmesi, nakıstır, can, buna benzemez.