English    Türkçe    فارسی   

3
2225-2234

  • رست کشتی از دم آن پهلوان ** واهل کشتی را بجهد خود گمان 2225
  • O Allah erinin duasıyla gemi kurtuldu. Gemidekilerse kendi gayretleriyle,
  • که مگر بازوی ایشان در حذر ** بر هدف انداخت تیری از هنر
  • Kendi ihtiyatlarıyla hünerler gösterip oku hedefe attılar, gemiyi kurtardılar zannındaydılar.
  • پا رهاند روبهان را در شکار ** و آن زدم دانند روباهان غرار
  • Av esnasında tilkiyi ayakları kurtarır da mağrur tilki, kendisini kuyruğu kurtardı sanır.
  • عشقها با دم خود بازند کین ** می‌رهاند جان ما را در کمین
  • Canımızı pusudan bu kurtardı diye kuyruğu ile oynar, kuyruğunu sever!
  • روبها پا را نگه دار از کلوخ ** پا چو نبود دم چه سود ای چشم‌شوخ
  • A tilki, ayağını taştan koru… A açgözlü sersem, ayak olmasa kuyruk ne yapabilir ki?
  • ما چو روباهان و پای ما کرام ** می‌رهاندمان ز صدگون انتقام 2230
  • Biz de tilkilere benzeriz, bizi yüzlerce çeşit belâlardan kurtaran ayaklarımız, ulularımızdır.
  • حیله‌ی باریک ما چون دم ماست ** عشقها بازیم با دم چپ و راست
  • Derin hilelerimiz, kuyruğumuza benzer de biz onunla sağdan, soldan oynar, onunla oynaşır dururuz!
  • دم بجنبانیم ز استدلال و مکر ** تا که حیران ماند از ما زید و بکر
  • İstidlâle yapışır, hileye koyulur, falan adam, feşman adam bize şaşsın kalsın diye kuyruğumuzu sallarız!
  • طالب حیرانی خلقان شدیم ** دست طمع اندر الوهیت زدیم
  • Halkın hayran olmasını isteriz, hatta tamah elimizi Allahlığa bile uzatırız.
  • تا بافسون مالک دلها شویم ** این نمی‌بینیم ما کاندر گویم
  • Afsunlarla gönüller alalım deriz ama çukura düştüğümüzü görmeyiz.