English    Türkçe    فارسی   

3
242-251

  • یا بتابستان بیا وقت ثمر ** تا ببندم خدمتت را من کمر
  • Yahut da yazın meyve zamanı gel de hizmetine kemer kuşanayım.
  • خیل و فرزندان و قومت را بیار ** در ده ما باش سه ماه و چهار
  • Soyunu sopunu, çoluk çocuğunu, akrabalarını getir, köyümüzde üç, dört ay kal.
  • که بهاران خطه‌ی ده خوش بود ** کشت‌زار و لاله‌ی دلکش بود
  • Bahar çağında köy pek hoş olur, çayırlık, çimenlik, gönle ferah veren gönül çeken lâlelik kesilir”
  • وعده دادی شهری او را دفع حال ** تا بر آمد بعد وعده هشت سال 245
  • Şehirli, başından savmak için ona vaatte bulundu, vaadinin üstünden de sekiz yıl geçti.
  • او بهر سالی همی‌گفتی که کی ** عزم خواهی کرد کامد ماه دی
  • Köylü, her yıl “Ne vakit geleceksin. Kış gelip çattı” der,
  • او بهانه ساختی کامسال‌مان ** از فلان خطه بیامد میهمان
  • O da “Bu yıl filan yerden konuk geldi.
  • سال دیگر گر توانم وا رهید ** از مهمات آن طرف خواهم دوید
  • Müsaade edin de gelecek yıl, işten, güçten kurtulursam gelirim” der,
  • گفت هستند آن عیالم منتظر ** بهر فرزندان تو ای اهل بر
  • Köylü “ Ailem, ey kerem sahibi, çoluğunu, çocuğunu bekleyip duruyor” diye karşılık verirdi.
  • باز هر سالی چو لکلک آمدی ** تا مقیم قبه‌ی شهری شدی 250
  • Her yıl leylek gelince köylü de gelir, şehirlinin evine konardı.
  • خواجه هر سالی ز زر و مال خویش ** خرج او کردی گشادی بال خویش
  • Şehirli, her yıl altınından, malından köylüye harceder, onun üstüne kanat gererdi.