English    Türkçe    فارسی   

3
3335-3344

  • گر بناهنگام سهوی‌مان رود ** در اذان آن مقتل ما می‌شود 3335
  • İçimizden biri yanılır da vakitsiz öterse o ötüşü ölümüne sebep olur.
  • گفت ناهنگام حی عل فلاح ** خون ما را می‌کند خوار و مباح
  • Vakitsiz “Haydin namaza” dememiz, kanımızı mubah eder.
  • آنک معصوم آمد و پاک از غلط ** آن خروس جان وحی آمد فقط
  • Masum olan, yanılmayansa ancak vahye mahzar olan can horozudur.
  • آن غلامش مرد پیش مشتری ** شد زیان مشتری آن یکسری
  • Kölesini de sattı. Köle satılır satılmaz öldü, alan da iki kat ziyana girdi.
  • او گریزانید مالش را ولیک ** خون خود را ریخت اندر یاب نیک
  • Malını kaçırdı ama iyi bil ki kendi kanına girdi.
  • یک زیان دفع زیانها می‌شدی ** جسم و مال ماست جانها را فدا 3340
  • Bir ziyana uğramak, birçok ziyanları defedecekti. Cismimiz, malımız, canlarımıza fedadır; canımıza gelecek belâ, cismimize, malımıza gelir.
  • پیش شاهان در سیاست‌گستری ** می‌دهی تو مال و سر را می‌خری
  • Gazaba uğradın mı padişahlara malını verir, başını kurtarırsın.
  • اعجمی چون گشته‌ای اندر قضا ** می‌گریزانی ز داور مال را
  • Fakat iş bilmez cahil misin? Kazaya düşünce padişahtan malını kaçırmaya kalkışırsın.
  • خبر کردن خروس از مرگ خواجه
  • Horozun ev sahibinin ölümünü haber vermesi
  • لیک فردا خواهد او مردن یقین ** گاو خواهد کشت وارث در حنین
  • Fakat şimdi de yarınki gün ev sahibi ölecek. Mirasına konan feryat ve figan ederek bir öküz kesecek.
  • صاحب خانه بخواهد مرد رفت ** روز فردا نک رسیدت لوت زفت
  • Yarın, adam ölünce sana epeyce yemek düşecek.