English    Türkçe    فارسی   

3
3887-3896

  • گویم آنگه که بپرسند از بطون ** کاشکی بحرم روان بودی درون
  • Karnımı görüp bu ne diye sordukları zaman keşke bütün deniz, karnıma aksaydı diyorum.
  • خیک اشکم گو بدر از موج آب ** گر بمیرم هست مرگم مستطاب
  • Bir tuluma benzeyen karnım, isterse su dalgalarından yırtılsın… Ölsem bile ne mutlu bir ölüm!
  • من بهر جایی که بینم آب جو ** رشکم آید بودمی من جای او
  • Ben, nerede bir ırmak görsem ah, o ırmak ben olsam diye haset etmekteyim.
  • دست چون دف و شکم همچون دهل ** طبل عشق آب می‌کوبم چو گل 3890
  • Elim defe benzese; karnım davul gibi şişse yine gül gibi neşeyle onun sevda davulunu döver dururum.
  • گر بریزد خونم آن روح الامین ** جرعه جرعه خون خورم همچون زمین
  • O, Ruhulemin, kanımı dökse yer gibi yudum, yudum kan içerim.
  • چون زمین وچون جنین خون‌خواره‌ام ** تا که عاشق گشته‌ام این کاره‌ام
  • Ben yer gibi, karnındaki çocuk gibi kanlar içiyorum… Âşık oldum olalı işim gücüm bu!
  • شب همی‌جوشم در آتش همچو دیگ ** روز تا شب خون خورم مانند ریگ
  • Geceleri tencere gibi ateş üstünde kaynamakta… Gündüzleri kum gibi akşamlara kadar kan içmekteyim.
  • من پشیمانم که مکر انگیختم ** از مراد خشم او بگریختم
  • Hileye saptım, o bana kızmıştı, yapmak istediğim şeye mâni oldum, hışmından kaçtım diye nadimim.
  • گو بران بر جان مستم خشم خویش ** عید قربان اوست و عاشق گاومیش 3895
  • Söyleyin… Kızgınlıkla bana ne yapmak istiyorsa yapsın. O kurban bayramıdır, âşık da kurbanlık!
  • گاو اگر خسپد وگر چیزی خورد ** بهر عید و ذبح او می‌پرورد
  • Öküz uyur, istirahat eder, bir şey yerse kurban bayramı için besleniyor demektir.