English    Türkçe    فارسی   

4
2001-2010

  • آن مگیر آخر بمانی از علف ** آتش از بی‌هیزمی گردد تلف
  • Hadi kurdu bir tarafa bırak... Od’suz kalırsın ya! Ateş, odun olmadı mı söner gider.
  • هین بمگریز از تصرف کردنم ** وز گرانی بار که جانت منم
  • Kendine gel de sahipliğimden kaçma, yükün ağırlığından çekinme... Senin canın benim diye ardına düşer, koşar durur!
  • تو ستوری هم که نفست غالبست ** حکم غالب را بود ای خودپرست
  • Sen de bir katırsın... Çünkü nefsin üstün. A kendisine tapan, hüküm üstünündür.
  • خر نخواندت اسپ خواندت ذوالجلال ** اسپ تازی را عرب گوید تعال
  • Fakat ululuk ıssı Allah, sana eşek demedi at dedi... Arap, arap atına “Taal” der.
  • میر آخر بود حق را مصطفی ** بهر استوران نفس پر جفا 2005
  • Cefakâr nefis katırlarını bakmak, yola getirmek için Mustafa, Hakk’ın imrahorudur.
  • قل تعالوا گفت از جذب کرم ** تا ریاضتتان دهم من رایضم
  • Kerem ve ihsan çekişiyle “Kul tealev” dedi... “Gelin de sizi riyazetle terbiye edeyim dedi, azgın ve serkeş atları alıştırır, yola getiririm ben.
  • نفسها را تا مروض کرده‌ام ** زین ستوران بس لگدها خورده‌ام
  • Nefisleri azgınlıktan geçinceye dek bu katırlardan ne tekmeler yedim.
  • هر کجا باشد ریاضت‌باره‌ای ** از لگدهااش نباشد چاره‌ای
  • Nerede azgınları yumuşatan bir er varsa onların tekmelerinden kurtulmasına bir çare yoktur!
  • لاجرم اغلب بلا بر انبیاست ** که ریاضت دادن خامان بلاست
  • Hâsılı belâların çoğu peygamberlere gelir. Çünkü ham kişileri yola getirmek, zaten bir belâdır.
  • سکسکانید از دمم یرغا روید ** تا یواش و مرکب سلطان شوید 2010
  • Siz, kaidesiz, nizamsız gitmektesiniz; sözüme uyun da rahvan gidin... Bu suretle de uysal bir hale gelin, padişahın bineceği bir at olun!