English    Türkçe    فارسی   

4
2520-2529

  • یا بود کز لطف آن جوهای آب ** تازگی یابد تن شوره‌ی خراب 2520
  • Yahut da ırmakların letafetinden çorak ve yıkık bedenim tazeleşir.
  • شوره‌ام را سبزه‌ای پیدا شود ** خارزارم جنت ماوی شود
  • Çorak bedenimde bir yeşillik meydana gelir dikenliklerim, Cenneti Me'va kesilir!
  • بوک از عکس بهشت و چار جو ** جان شود از یاری حق یارجو
  • Belki cennetin ve dört ırmağın aksiyle can, Allah, yardımına mazhar olur da sevgiliyi aramaya koyulur.
  • آنچنان که از عکس دوزخ گشته‌ام ** آتش و در قهر حق آغشته‌ام
  • Nitekim cehennemin aksiyle de ateş kesilmişim. Hak kahrıyla karışmışım!
  • گه ز عکس مار دوزخ هم‌چو مار ** گشته‌ام بر اهل جنت زهربار
  • Cehennem yılanının aksiyle yılana dönmüşüm. Cennet ehline zehirler yağdırmada, onları dalayıp-durmadayım!
  • گه ز عکس جوشش آب حمیم ** آب ظلمم کرده خلقان را رمیم 2525
  • Gâh cehennemdeki kaynar suyun kaynamasının, köpürmesinin tesiriyle zulüm suyum, halkı çürütür, eritir!
  • من ز عکس زمهریرم زمهریر ** یا ز عکس آن سعیرم چون سعیر
  • Ben zemherinin aksiyle zemheri olmuşum. Yahut da cehennemin aksiyle cehenneme benzemişim!
  • دوزخ درویش و مظلومم کنون ** وای آنک یابمش ناگه زبون
  • Şimdi yoksul ve mazlumlara cehennemim. Vay onu zebun bulursam!
  • شرح کردن موسی علیه‌السلام آن چهار فضیلت را جهت پای مزد ایمان فرعون
  • Musa aleyhisselâm'ın, Firavun'un imanına karşılık olan o dört fazileti anlatması
  • گفت موسی که اولین آن چهار ** صحتی باشد تنت را پایدار
  • Musa dedi ki: O dördün birincisi, bedenin ebedi olarak sıhhatte kalır.
  • این علل‌هایی که در طب گفته‌اند ** دور باشد از تنت ای ارجمند
  • Tıp bilgisinde söylenen illetler, ey akıllı er, bedeninden uzaklaşır.