English    Türkçe    فارسی   

4
3748-3757

  • پس تو حیران باش بی‌لا و بلی ** تا ز رحمت پیشت آید محملی
  • Şu halde sen evet, hayır demeksizin hayran ol da Allah rahmetinden önüne bir binek gelsin!
  • چون ز فهم این عجایب کودنی ** گر بلی گویی تکلف می‌کنی
  • Bu şaşılacak şeyleri anlamada acizsen evet demen tekellüme sapmandır.
  • ور بگویی نی زند نی گردنت ** قهر بر بندد بدان نی روزنت 3750
  • 3750.Evet demez de hayır dersen o sözde boynunu vurur... o hayır sözü yüzünden Allahnın kahrı, senin pencereni kapatır.
  • پس همین حیران و واله باش و بس ** تا درآید نصر حق از پیش و پس
  • Şu halde hemen öylece hayran ol yalnız! Hayran ol ki önden arttan Allah yardımı gelsin.
  • چونک حیران گشتی و گیج و فنا ** با زبان حال گفتی اهدنا
  • Hayran olur şaşırır kalır, varlığından geçersen hal dili ile "Yarabbi bizi doğru yola götür" dersin!
  • زفت زفتست و چو لرزان می‌شوی ** می‌شود آن زفت نرم و مستوی
  • Bu iş pek büyüktür, pek büyük... fakat titremeye başladın mı o büyük şey, sana yumuşar, dümdüz olur.
  • زانک شکل زفت بهر منکرست ** چونک عاجز آمدی لطف و برست
  • Çünkü bu büyüklük, münkire göredir... âciz oldun mu lûtuftur, ihsandır o.
  • نمودن جبرئیل علیه‌السلام خود را به مصطفی صلی‌الله علیه و سلم به صورت خویش و از هفتصد پر او چون یک پر ظاهر شد افق را بگرفت و آفتاب محجوب شد با همه شعاعش
  • Cebrail aleyhisselâm'ın kendisini Mustafa sallallahû aleyhi vesellem'e kendi suretiyle göstermesi ve yediyüz kanadından bir tanesi görününce ufku kaplaması ve bütün parlaklığıyle beraber güneşin görünmez bir hale gelmesi.
  • مصطفی می‌گفت پیش جبرئیل ** که چنانک صورت تست ای خلیل 3755
  • Mustafa Cebrail'e "Ey dost, suretin nasıl...
  • مر مرا بنما تو محسوس آشکار ** تا ببینم مر ترا نظاره‌وار
  • Apâşikar olarak bana öyle görün de seni göreyim, sana bakayım " dedi.
  • گفت نتوانی و طاقت نبودت ** حس ضعیفست و تنک سخت آیدت
  • Cebrail dedi ki: "Takatın yoktur göremezsin... duygu zayıftır, pek yufkadır!"