English    Türkçe    فارسی   

4
432-441

  • نور حس و جان بابایان ما ** نیست کلی فانی و لا چون گیا
  • Fakat atalarımızın duygu ve can ışığı, tamamı ile de ot gibi bitip ot gibi yitmez... Tamamı ile fani olmamıştır.
  • لیک مانند ستاره و ماهتاب ** جمله محوند از شعاع آفتاب
  • Yalnız güneşin nurunda yıldızların nuru ve ay ışığı mahvolur ve görünmez!
  • آنچنان که سوز و درد زخم کیک ** محو گردد چون در آید مار الیک
  • Pirenin ısırmasından meydana gelen yanış, dert ve zahmet, yılan ısırınca mahvolur ya!
  • آنچنان که عور اندر آب جست ** تا در آب از زخم زنبوران برست 435
  • Çıplak adam arıların sokmasından kurtulmak için suya atlar ya!
  • می‌کند زنبور بر بالا طواف ** چون بر آرد سر ندارندش معاف
  • Arılar adamın tepesinde dolaşır dururlar... Başını bir çıkardı mı hiç affetmezler, hemen sokarlar!
  • آب ذکر حق و زنبور این زمان ** هست یاد آن فلانه وان فلان
  • Allah’ı anış sudur, zamanede şu kadının, bu erkeğin anılışı da arı!
  • دم بخور در آب ذکر و صبر کن ** تا رهی از فکر و وسواس کهن
  • Allah’ı anış suyuna dal, nefesini tut, sabret de eski düşüncelerden, vesveselerden kurtul!
  • بعد از آن تو طبع آن آب صفا ** خود بگیری جملگی سر تا به پا
  • Ondan sonra da sen, tepeden tırnağa kadar o arı duru suyun tabiatına bürünürsün...
  • آنچنان که از آب آن زنبور شر ** می‌گریزد از تو هم گیرد حذر 440
  • Öyle bir hale gelirsin ki o kötü arı, sudan nasıl kaçar, çekinirse senden de öyle kaçar, öyle çekinir!
  • بعد از آن خواهی تو دور از آب باش ** که بسر هم‌طبع آبی خواجه‌تاش
  • Sonra dilersen sudan uzaklaş... İçten suyun tabiatına sahip olursun, hakikatte ondan ayrılmamış sayılırsın!