English    Türkçe    فارسی   

5
1479-1488

  • بس وصیتها بگفتی هر زمان  ** جمع فرزندان خود را آن جوان 
  • O, yiğit her zaman bütün oğullarına vasiyetlerde bulunur;
  • الله الله قسم مسکین بعد من  ** وا مگیریدش ز حرص خویشتن  1480
  • Tanrı hakkı için, Tanrı hakkı için benden sonra hırsınıza uyup yoksulların hakkını vermemezlikte bulunmayın.
  • تا بماند بر شما کشت و ثمار  ** در پناه طاعت حق پایدار 
  • Bu onda birleri verin de Tanrı koruması ile mahsulünüz elinizde kalsın.
  • دخلها و میوه‌ها جمله ز غیب  ** حق فرستادست بی‌تخمین و ریب 
  • Tahmine şüpheye hacet yok, mahsulleri gayp âleminden veren de Tanrıdır, meyveleri veren de.
  • در محل دخل اگر خرجی کنی  ** درگه سودست سودی بر زنی 
  • Gelir zamanında harcedersen bu harcetmen, kar kazancıdır, kar edersin.
  • ترک اغلب دخل را در کشت‌زار  ** باز کارد که ویست اصل ثمار 
  • Köylünün çoğu tarlasından elde ettiği tohumu yine eker.
  • بیشتر کارد خورد زان اندکی  ** که ندارد در بروییدن شکی  1485
  • Yediğinden fazlasını yine tohumluk yapar. Çünkü tekrar mahsul elde edeceğinden şüphe etmez.
  • زان بیفشاند به کشتن ترک دست  ** که آن غله‌ش هم زان زمین حاصل شدست 
  • Tohumu, o yerden elde ettiği için yine o yere saçmaktan çekinmez.
  • کفشگر هم آنچ افزاید ز نان  ** می‌خرد چرم و ادیم و سختیان 
  • Kunduracı da ekmeğinden arttırdığı parayla gön ve sahtiyan satın alır.
  • که اصول دخلم اینها بوده‌اند  ** هم ازینها می‌گشاید رزق بند 
  • Elime ne geçiyorsa bunlardan geçiyor. Kapalı rızkım bunlarla açılıyor der.