English    Türkçe    فارسی   

5
1731-1740

  • دم به دم بر آسمان می‌دار امید  ** در هوای آسمان رقصان چو بید 
  • Her an ümidini gökyüzüne bağla. Gökyüzü havası ile söğüt gibi titre.
  • دم به دم از آسمان می‌آیدت  ** آب و آتش رزق می‌افزایدت 
  • Sana anbean gökten su ve ateş gelip durmada. Rızkını arttırmadadır.
  • گر ترا آنجا برد نبود عجب  ** منگر اندر عجز و بنگر در طلب 
  • Seni de oraya götürürse şaşma. Aczine bakma isteğine bak.
  • کین طلب در تو گروگان خداست  ** زانک هر طالب به مطلوبی سزاست 
  • Çünkü bu istek, sende Tanrının bir emanetidir. Her isteyen kişinin istenmesi yerindedir.
  • جهد کن تا این طلب افزون شود  ** تا دلت زین چاه تن بیرون شود  1735
  • Çalış da bu istek artsın. Bu suretle de gönlün şu ten kuyusundan çıksın.
  • خلق گوید مرد مسکین آن فلان  ** تو بگویی زنده‌ام ای غافلان 
  • Halk, filan yoksul öldü desinler, sen de a gafiller diriyim ben.
  • گر تن من هم‌چو تن‌ها خفته است  ** هشت جنت در دلم بشکفته است 
  • Bedenim yapayalnız yatmış, uyumuş ama sekiz cennet de gönlümde açılmış de.
  • جان چو خفته در گل و نسرین بود  ** چه غمست ار تن در آن سرگین بود 
  • Can, gül ve nesrin içinde uyuduktan sonra beden, su pislikte kalmış? Ne gam!
  • جان خفته چه خبر دارد ز تن  ** کو به گلشن خفت یا در گولخن 
  • Uyumuş canın bedenden ne haberi var? O, ister gül bahçesinde uyusun, ister külhanda.
  • می‌زند جان در جهان آبگون  ** نعره یا لیت قومی یعلمون  1740
  • Can, şu su rengindeki alemde “Keşke kavmim, Rabbim beni ne yüzden yarlığadı, bilseydi” diye nara atmada.