English    Türkçe    فارسی   

5
2627-2636

  • بی‌دل و جان از نهیب آن شکوه  ** سرنگون خود را در افکندم ز کوه 
  • O korkudan, o heybetten kendimi cansız, gönülsüz bir halde dağdan baş aşağı attım.
  • بسته شد پایم در آن دم از نهیب  ** چون بدیدم آن عذاب بی‌حجاب 
  • O perdesiz azabı görür görmez ayağım, kakıldı kaldı.
  • عهد کردم با خدا کای ذوالمنن  ** برگشا زین بستگی تو پای من 
  • Tanrıya ahdettim. Yarabbi dedim, ayağımdaki şu bağı çöz.
  • تا ننوشم وسوسه‌ی کس بعد ازین  ** عهد کردم نذر کردم ای معین  2630
  • Bundan böyle kimsenin vesvesesine kanmayayım, ey lûtuflar sahibi Tanrı, ey yardımcım, ahtım olsun, nezrim olsun!
  • حق گشاده کرد آن دم پای من  ** زان دعا و زاری و ایمای من 
  • Tanrı, o anda ayağımın bağını çözdü. O dua ve sızlanma, o niyaz yüzünden ayağım çözüldü.
  • ورنه اندر من رسیدی شیر نر  ** چون بدی در زیر پنجه‌ی شیر خر 
  • Yoksa o erkek aslan bana yetişseydi halim ne olurdu? Aslanın pençesi altında eşek ne hale gelir?
  • باز بفرستادت آن شیر عرین  ** سوی من از مکر ای بس القرین 
  • Yine o aç aslan hileyle seni bana yolladı değil mi a kötü arkadaş?
  • حق ذات پاک الله الصمد  ** که بود به مار بد از یار بد 
  • Herkesin, kendisine muhtaç olduğu ihtiyacı bulunmayan pâk Tann'nın zatına and olsun ki kötü yılan bile kötü arkadaştan yeğdir.
  • مار بد جانی ستاند از سلیم  ** یار بد آرد سوی نار مقیم  2635
  • Çünkü kötü yılan, insanın yalnız canını alır. Kötü arkadaşsa insanı cehenneme sürer, orasını adama durak eder.
  • از قرین بی‌قول و گفت و گوی او  ** خو بدزدد دل نهان از خوی او 
  • İnsanın, düşüp kalktığı adamla konuşa görüşe, huyiyle huylanır. Gönül arkadaşının huyunu kapar.