English    Türkçe    فارسی   

5
3339-3348

  • نعره‌ی لاضیر بر گردون رسید  ** هین ببر که جان ز جان کندن رهید 
  • Halbuki onlar,elleri,ayakları kesileceği halde "Bize zarar olmaz ki"diye nara attılar,naraları gökyüzüne vardı.Hadi,gel kes dediler,can,can çekişmeden kurtulur.
  • ما بدانستیم ما این تن نه‌ایم  ** از ورای تن به یزدان می‌زییم  3340
  • Biz bildik ki şu tenden ibaret değiliz.Beden olmaksızın da Tanrı ile yaşarız.
  • ای خنک آن را که ذات خود شناخت  ** اندر امن سرمدی قصری بساخت 
  • Ne mutlu o kişiye ki kendi zatını tanıdı,ebedi emniyet sahasında bir köşk kurdu.
  • کودکی گرید پی جوز و مویز  ** پیش عاقل باشد آن بس سهل چیز 
  • Çocuk,ceviz ve kuru üzüm için ağlar.Halbuki bu,büyük adama göre hiçbir şey değildir
  • پیش دل جوز و مویز آمد جسد  ** طفل کی در دانش مردان رسد 
  • Gönüle göre de beden,cevizle kuru üzümdür.Çocuk,nerden büyüklerin bilgisine sahip olacak?
  • هر که محجوبست او خود کودکست  ** مرد آن باشد که بیرون از شکست 
  • Kim,perde ardındaysa zaten çocuktur.Er ona derler ki kırılmaz.
  • گر بریش و خایه مردستی کسی  ** هر بزی را ریش و مو باشد بسی  3345
  • Bir adam,sakalla,hayayla erkek olsaydı keçinin de sakalı var,tüyü var.O da adam olurdu.
  • پیشوای بد بود آن بز شتاب  ** می‌برد اصحاب را پیش قصاب 
  • Halbuki o keçi,kötü bir kılavuz olur,kendisine uyanları ancak kasaba çeker,götürür.
  • ریش شانه کرده که من سابقم  ** سابقی لیکن به سوی مرگ و غم 
  • Sakalını tara,ben ilerigelen biriyim demek ister.Doğru ilerigelensin ama ölüme ve gama!
  • هین روش بگزین و ترک ریش کن  ** ترک این ما و من و تشویش کن 
  • Kendine gel de sakaldan vazgeç,kendine bir yol tut,bu benliği,bu teşvişi bırak.