English    Türkçe    فارسی   

5
3556-3565

  • شربتی که به ز خون اوست ریخت  ** این زمان هم‌چون زنان از ما گریخت 
  • Onun kanından daha değerli olan şarabı döktü de kadınlar gibi bizden kaçıp da gizlendi.
  • لیک جان از دست من او کی برد  ** گیر هم‌چون مرغ بالا بر پرد 
  • Fakat tut ki bir kuş gibi uçsun, benim elimden nerde canını kurtaracak?
  • تیر قهر خویش بر پرش زنم  ** پر و بال مردریگش بر کنم 
  • Kahır okumla kanadını kırar, onun arda kalası kanadını koparırım.
  • گر رود در سنگ سخت از کوششم  ** از دل سنگش کنون بیرون کشم 
  • Benden kaçıp da bir katı taşın içine girse, gizlense yine onu tutar, o taşın içinden çıkarırım.
  • من برانم بر تن او ضربتی  ** که بود قوادکان را عبرتی  3560
  • Ona bir kılıç çalayım da bütün kaltabanlara ibret olsun!
  • با همه سالوس با ما نیز هم  ** داد او و صد چو او این دم دهم 
  • Herkese yobazlık satsın, bu yetmiyormuş gibi bir de bize satmaya kalkışsın ha! Onun da cezasını şimdicik vereceğim, onun gibi yüz tanesinin de.
  • خشم خون‌خوارش شده بد سرکشی  ** از دهانش می بر آمد آتشی 
  • Öyle kızmış, öyle kan dökülücüğü tutmuş ki ağzından ateş püskürüyordu.
  • دو بار دست و پای امیر را بوسیدن و لابه کردن شفیعان و همسایگان زاهد 
  • Zahidin komşulariyle şefaatçilerinin ikinci defa olarak beyin eline, ayağına kapanarak yalvarmaları
  • آن شفیعان از دم هیهای او  ** چند بوسیدند دست و پای او 
  • O şefaatçiler, onun o hay hayına karşı birçok defalar elini, ayağını öpüp,
  • کای امیر از تو نشاید کین کشی  ** گر بشد باده تو بی‌باده خوشی 
  • Dediler ki: A beyim, sana kin gütmek yaraşmaz. Şarap dökülüp gittiyse ne çıkar? Sen şarapsız da hoşsun.
  • باده سرمایه ز لطف تو برد  ** لطف آب از لطف تو حسرت خورد  3565
  • Şarap, neşe sermayesini senden alır. Suyun letafeti senin letafetine imrenir.