English    Türkçe    فارسی   

5
4171-4180

  • هست دوزخ هم‌چو مرگ و خاک گور  ** هست کوثر بر مثال نفخ صور 
  • Cehennem, ölüme, mezar toprağına benzer. Kevserse sur üfürülmesi gibidir.
  • ای ز دوزخ سوخته اجسامتان  ** سوی کوثر می‌کشد اکرامتان 
  • Ey cehennemde bedenleri yananlar, Tanrı keremi, sizi kevsere çağırmadadır.
  • چون خلقت الخلق کی یربح علی  ** لطف تو فرمود ای قیوم حی 
  • Ey daima faal olan diri Tanrı, lütfen "halkı, benden faydalansınlar diye yarattım;
  • لالان اربح علیهم جود تست  ** که شود زو جمله ناقصها درست 
  • Ben onlardan faydalanayım diye değil" buyurmuştur. Bu, senin cömertliğindir; bütün noksanlar, o cömertlikle düzelir.
  • عفو کن زین بندگان تن‌پرست  ** عفو از دریای عفو اولیترست  4175
  • Bedene tapan şu kullarını affet. Af denizinin af edişi, yerinde bir iştir.
  • عفو خلقان هم‌چو جو و هم‌چو سیل  ** هم بدان دریای خود تازند خیل 
  • Halkı ırmak gibi, sel gibi affet, yıka, ant, kendi denizine daldır, temizle.
  • عفوها هر شب ازین دل‌پاره‌ها  ** چون کبوتر سوی تو آید شها 
  • Aflar, her gece şu gönülden çıkar, güvercinler gibi sana uçar, ulaşır.
  • بازشان وقت سحر پران کنی  ** تا به شب محبوس این ابدان کنی 
  • Seher çağı yine onları uçurur, geceye kadar şu bedenlere hapsedersin.
  • پر زنان بار دگر در وقت شام  ** می‌پرند از عشق آن ایوان و بام 
  • Yine akşam çağı, o sayvanın, o damın aşkı ile kanat çırparak uçarlar.
  • تا که از تن تار وصلت بسکلند  ** پیش تو آیند کز تو مقبلند  4180
  • Bedenden vuslat ipini kopardılar mı sana senin huzuruna gelirler. Çünkü senden ikbal ve devlete erişmişlerdir.