English    Türkçe    فارسی   

6
1395-1404

  • سخت بی‌رحمی و بس سنگین‌دلی  ** که به صد شمشیر او را قاتلی  1395
  • Ne merhametsiz, ne taş yürekli anasın, onu âdeta yüzlerce kılıçla kesip öldürmedesin diye kızar, savaşırdı.
  • من ز گفت هر دو حیران گشتمی  ** در دل افتادی مرا بیم و غمی 
  • Ben ikisinin sözüne şaşardım, gönlüme bir korkudur, bir derttir düşerdi.
  • تا چه دوزخ‌خوست محمود ای عجب  ** که مثل گشتست در ویل و کرب 
  • Mahmud acaba ne cehennem adamki derdim, helâke, felâketlere örnek olmada.
  • من همی‌لرزیدمی از بیم تو  ** غافل از اکرام و از تعظیم تو 
  • Senin korkundan titrer dururdum, keremlerinden, ağırlamalarından tamamıyla gafildim.
  • مادرم کو تا ببیند این زمان  ** مر مرا بر تخت ای شاه جهان 
  • Neden anan şimdi gelsin de beni taht üstünde görsün ey cihan padişahı!
  • فقر آن محمود تست ای بی‌سعت  ** طبع ازو دایم همی ترساندت  1400
  • İşte yoksulluk da ey daralmış adam, o Mahmud’a benzer, tıpkısıdır. Tabiatın, seni yoksullukla korkutur durur.
  • گر بدانی رحم این محمود راد  ** خوش بگویی عاقبت محمود باد 
  • Fakat bu yüce ve adalet sahibi Mahmud’un merhametini bilsen sonu hayır olsun, Mahmut olsun dersin.
  • فقر آن محمود تست ای بیم‌دل  ** کم شنو زین مادر طبع مضل 
  • Ey gönlü korkup duran, yoksulluk sana göre Mahmut’tur. Seni yoldan çıkaran tabiatını pek dinleme.
  • چون شکار فقر کردی تو یقین  ** هم‌چوکودک اشک باری یوم دین 
  • Yoksulluğu adam akıllı avlasan o çocuk gibi kıyamete dek ağlarsın.
  • گرچه اندر پرورش تن مادرست  ** لیک از صد دشمنت دشمن‌ترست 
  • Beden, insanı besleme hususunda anaya benzer ama sana yüz düşmandan daha düşmandır.