English    Türkçe    فارسی   

6
1882-1891

  • نیست لایق غزو نفس و مرد غر  ** نیست لایق عود و مشک و کون خر 
  • Nefsiyle savaşmak, kahpe adama lâyık değildir. Eşeğin ardında öd ağacı yakılmaz, eşeğin ardına da misk sürülmez.
  • چون غزا ندهد زنان را هیچ دست  ** کی دهد آنک جهاد اکبرست 
  • Kadınlara savaş yazılmamıştır. Nefisle savaşmaksa onların işi olamaz. Çünkü bu, büyük savaştır.
  • جز بنادر در تن زن رستمی  ** گشته باشد خفیه هم‌چون مریمی 
  • Ancak nadir olarak bazı kadında da bir Rüstem vardır. Meryem gibi gizlidir o.
  • آنچنان که در تن مردان زنان  ** خفیه‌اند و ماده از ضعف جنان  1885
  • Nitekim erlerin bedeninde, yüreksizliklerinden kadınların gizlendiği vardır.
  • آن جهان صورت شود آن مادگی  ** هر که در مردی ندید آمادگی 
  • Kim, erliğe hazırlanmamış, er olmamışsa o dişilik, öbür âlemde surete bürünür.
  • روز عدل و عدل داد در خورست  ** کفش آن پا کلاه آن سرست 
  • O gün adalet günüdür. Adalet, her şeyi lâyık olduğu yere koymaktır. Ayakkabı ayağındır, külâh başın.
  • تا به مطلب در رسد هر طالبی  ** تا به غرب خود رود هر غاربی 
  • Bu suretle her isteyen isteğine erişir her batan batacağı yere kavuşur.
  • نیست هر مطلوب از طالب دریغ  ** جفت تابش شمس و جفت آب میغ 
  • Hiçbir istek, isteyenden esirgenmez. Parlaklığın eşi güneştir, suyun eşi bulut.
  • هست دنیا قهرخانه‌ی کردگار  ** قهر بین چون قهر کردی اختیار  1890
  • Dünya, Allah’nın kahır yurdudur. Kahrı seçtiysen kahır göre dur.
  • استخوان و موی مقهوران نگر  ** تیغ قهر افکنده اندر بحر و بر 
  • Kahır kılıcı, denize, karaya düşmüş. Kahrolanların kemiklerine, kıllarına bak.