English    Türkçe    فارسی   

6
29-38

  • پس خریدارست هر یک را جدا  ** اندرین بازار یفعل ما یشا 
  • Bu “Allah dilediğini yapar” pazarında her ikisi için de ayrı alıcı var.
  • نقل خارستان غذای آتش است  ** بوی گل قوت دماغ سرخوش است  30
  • Dikenliğin gıdası ateştir; sarhoş dimağının gıdası da gül kokusu.
  • گر پلیدی پیش ما رسوا بود  ** خوک و سگ را شکر و حلوا بود 
  • Bir leş, bizce kötüdür, pistir ama domuzla köpeğe şekerdir helvadır.
  • گر پلیدان این پلیدیها کنند  ** آبها بر پاک کردن می‌تنند 
  • Pisler, şu pisliklerini yapa dursunlar, sular da pisleri arıtmaya savaşır.
  • گرچه ماران زهرافشان می‌کنند  ** ورچه تلخان‌مان پریشان می‌کنند 
  • Yılanlar zehir saçar, acılar bizi perişan eder ama,
  • نحلها بر کو و کندو و شجر  ** می‌نهند از شهد انبار شکر 
  • Bal arıları dağlarda, kovanlarda, ağaçlarda baldan şeker ambarları doldurur.
  • زهرها هرچند زهری می‌کنند  ** زود تریاقاتشان بر می‌کنند  35
  • Zehirler, tesirlerini yapıp dururlar ama panzehirler de hemen o tesirleri gideriverir.
  • این جهان جنگست کل چون بنگری  ** ذره با ذره چو دین با کافری 
  • Şu âleme baksan görürsün ki baştanbaşa savaştan ibarettir. Zerre, zerreyle âdeta dinin kâfirlerle savaşması gibi savaşır durur.
  • آن یکی ذره همی پرد به چپ  ** وآن دگر سوی یمین اندر طلب 
  • Bir zerre sola doğru uçmaktadır, öbürü sağa doğru gidip arayacağını aramada.
  • ذره‌ای بالا و آن دیگر نگون  ** جنگ فعلیشان ببین اندر رکون 
  • Bir zerre yücelere çıkmada, öbürü baş aşağı düşmede. Şöyle durur gibi görünürler ama onların savaşını bu durgunluk âleminde gör.