English    Türkçe    فارسی   

6
3726-3735

  • صورت محتاجی آرد سوی کسب  ** صورت بازو وری آرد به غصب 
  • İhtiyaç sureti, insanı kazanca götürür; kol kuvveti, şunun bunun malını çalıp çırpmaya.
  • این ز حد و اندازه‌ها باشد برون  ** داعی فعل از خیال گونه‌گون 
  • Bu çeşit hayallerden doğan ve insana bir iş yaptıran suretler, o kadar çoktur ki saymaya imkan yok.
  • بی‌نهایت کیش‌ها و پیشه‌ها  ** جمله ظل صورت اندیشه‌ها 
  • Sonsuz gidişler sonsuz hüner ve sanatlar, hep düşüncelerde doğan suretlerin gölgesidir.
  • بر لب بام ایستاده قوم خوش  ** هر یکی را بر زمین بین سایه‌اش 
  • Bir kavim dam kenarında bir hoşça durmuşlar. Her birinin gölgesi de bak yere vurmuş.
  • صورت فکرست بر بام مشید  ** وآن عمل چون سایه بر ارکان پدید  3730
  • O sağlam damın üstünde duran düşüncenin, fikrin suretidir. O ne yaparsa aşağıda o görünür.
  • فعل بر ارکان و فکرت مکتتم  ** لیک در تاثیر و وصلت دو به هم 
  • İş yerde duvarda görünmede fikir gizli. Fakat tesir ve ulaşma bakımından ikisi de bir.
  • آن صور در بزم کز جام خوشیست  ** فایده‌ی او بی‌خودی و بیهشیست 
  • Bir meclise zevk kadehinden içilen suretlerin eseri insanın kendisinden geçmesi sarhoş olmasıdır.
  • صورت مرد و زن و لعب و جماع  ** فایده‌ش بی‌هوشی وقت وقاع 
  • Kadınla erkeğin ve ikisinin buluşma suretleri buluşma anında kendilerinden geçmelerini meydana getirir.
  • صورت نان و نمک کان نعمتست  ** فایده‌ش آن قوت بی‌صورتست 
  • Bir nimet olan ekmek ve tuz suretinin eseri suretsiz olan kuvvettir.
  • در مصاف آن صورت تیغ و سپر  ** فایده‌ش بی‌صورتی یعنی ظفر  3735
  • Savaşta kılıç ve kalkan sureti suretsizlikle yani düşmana üstün olmayla sona erer.