- Allah: “Ey Nuh, eğer istiyorsan bütün boğulanları yeniden ve tekrar dirilteyim, yeryüzüne getireyim. 1355
- گفت ای نوح ار تو خواهی جمله را ** حشر گردانم بر آرم از ثری
- Senin hatırını bir Kenan için kırmam ben. Fakat seni ahvalden haberdar ediyorum” dedi.
- بهر کنعانی دل تو نشکنم ** لیکت از احوال آگه میکنم
- Nuh, “Hayır hayır… Eğer beni de gark etmek istesen yine hükmüne razıyım.
- گفت نه نه راضیم که تو مرا ** هم کنی غرقه اگر باید ترا
- Her an beni gark et. Hoşlanırım bundan, hükmün cana benzer, canla başla razıyım.
- هر زمانم غرقه میکن من خوشم ** حکم تو جانست چون جان میکشم
- Hiç kimseciğe bakmam, bakmam bile o bakış bahanedir, gördüğüm sensin.
- ننگرم کس را وگر هم بنگرم ** او بهانه باشد و تو منظرم
- Şükür, zamanında da senin yaptığın işe, sana âşığım, sabır zamanında da. Kâfir gibi hiç senin yarattığına âşık olur muyum? 1360
- عاشق صنع توم در شکر و صبر ** عاشق مصنوع کی باشم چو گبر
- Allah hükmüne âşık olan nurlanır, yarattığına âşık olansa kâfir olur, diye cevap verdi.
- عاشق صنع خدا با فر بود ** عاشق مصنوع او کافر بود
- Küfre razı olma küfürdür, hadisiyle kaza ve kaderine razı olmayan benden başka bir Allah arasın hadisinin manalarını birleştirmek
- توفیق میان این دو حدیث کی الرضا بالکفر کفر و حدیث دیگر من لم یرض بقضایی فلیطلب ربا سوای
- Dün mübahaseyi seven birisi, bana bir sual sordu.
- دی سالی کرد سایل مر مرا ** زانک عاشق بود او بر ماجرا
- Dedi ki: “Küfre razı olmak küfürdür.” Bunu Peygamber söyledi, onun söylediği söz de doğrudur, yerindedir.
- گفت نکتهی الرضا بالکفر کفر ** این پیمبر گفت و گفت اوست مهر
- Sonra da yine “Müslüman olan kişinin her türlü kazaya razı olması lazımdır” buyurdu.
- باز فرمود او که اندر هر قضا ** مر مسلمان را رضا باید رضا