English    Türkçe    فارسی   

3
1694-1703

  • Nice kuş vardır ki açlık ve midesi yüzünden dam kenarında, kafes içinde mahpustur.
  • ای بسا مرغی ز معده وز مغص ** بر کنار بام محبوس قفص
  • Nice balık vardır ki su içinde her şeyden eminken boğazının hırsı yüzünden oltaya tutulmuştur. 1695
  • ای بسا ماهی در آب دوردست ** گشته از حرص گلو ماخوذ شست
  • Nice namuslu, örtülü kadın vardır ki ferciyle boğazının şomluğundan rüsvay olmuştur.
  • ای بسا مستور در پرده بده ** شومی فرج و گلو رسوا شده
  • Nice bilgili ve iyi huylu kadı vardır ki boğazının yüzünden rüşvet almış, utanıp yüzü sararmıştır.
  • ای بسا قاضی حبر نیک‌خو ** از گلو و رشوتی او زردرو
  • Hattâ Harut’la Marut bile o şarabı tatmışlardır da o şarap, onların göğe çıkmalarına mâni olmuştur.
  • بلک در هاروت و ماروت آن شراب ** از عروج چرخشان شد سد باب
  • Bayezid, bu yüzden çekindi, işte. Kendisinde namaz kılma hususunda bir tembellik gördü.
  • با یزید از بهر این کرد احتراز ** دید در خود کاهلی اندر نماز
  • O çok akıllı şeyh, sebebini düşündü, fazla su içmesinde buldu. 1700
  • از سبب اندیشه کرد آن ذو لباب ** دید علت خوردن بسیار از آب
  • “Tam bir yıl su içmeyeceğim” dedi. Dediğini de yaptı, Allah sabır ve tahammülünü verdi.
  • گفت تا سالی نخواهم خورد آب ** آنچنان کرد و خدایش داد تاب
  • Onun bu pek ehemmiyetsiz mücahedesi, din içindi, bu yüzden de sultan oldu, arifler kutbu oldu.
  • این کمینه جهد او بد بهر دین ** گشت او سلطان و قطب العارفین
  • Şeyhin de eli boğazı yüzünden kesildi ve o zahit adamın şikâyet kapısı bağlandı.
  • چون بریده شد برای حلق دست ** مرد زاهد را در شکوی ببست