English    Türkçe    فارسی   

3
3831-3840

  • Senin öğüdünden daha da kuvvetlendi. Senin âlimin aşk nedir, tanımadı ki!
  • سخت‌تر شد بند من از پند تو ** عشق را نشناخت دانشمند تو
  • Bir yerde aşk fazlalaştı, derdi arttırdı mı orada ne Ebû Hanîfe bir ders verebilir, ne Şâfiî!”
  • آن طرف که عشق می‌افزود درد ** بوحنیفه و شافعی درسی نکرد
  • Beni ölümle tehdit etme... Kendi kanıma susamış birisiyim ben zaten!
  • تو مکن تهدید از کشتن که من ** تشنه‌ی زارم به خون خویشتن
  • Âşıklara her an bir ölüm var… Âşıkların ölümü bir çeşit değil!
  • عاشقان را هر زمانی مردنیست ** مردن عشاق خود یک نوع نیست
  • Âşık, doğru yolun ruhunu bulmuş, o ruhla iki yüz cana sahip olmuştur da her an iki yüzünü de feda edip durmadadır. 3835
  • او دو صد جان دارد از جان هدی ** وآن دوصد را می‌کند هر دم فدی
  • Feda ettiği her cana karşılık da on tana ecir alır. Kur’an’dan “ Kim bir iyilik yaparsa on mislini bulur” ayetini okusan a!
  • هر یکی جان را ستاند ده بها ** از نبی خوان عشرة امثالها
  • O güzel yüzlü sevgili, kanımı dökerse neşeyle dönerek, zevkimden ayaklarımı yerlere vurarak canımı saçarım!
  • گر بریزد خون من آن دوست‌رو ** پای‌کوبان جان برافشانم برو
  • Ben sınadım, benim hayatım ölümümde. Bu hayattan kurtuldum mu ebediyete erişeceğim.
  • آزمودم مرگ من در زندگیست ** چون رهم زین زندگی پایندگیست
  • Ey inanılacak, güvenilecek kişiler, beni öldürün, öldürülmemde hayat içinde hayat var.
  • اقتلونی اقتلونی یا ثقات ** ان فی قتلی حیاتا فی حیات
  • Ey aydın yüzlü, ey daimî varlığın ruhu, ruhumu kendine çek, bana vuslatınla cömertlik et! 3840
  • یا منیر الخد یا روح البقا ** اجتذب روحی وجد لی باللقا