English    Türkçe    فارسی   

3
1351-1375

  • Her peygamber, senin adını iki kere duysun diye dağı sever.
  • هرنبی زان دوست دارد کوه را ** تا مثنا بشنود نام ترا
  • O alçak ve taşlık dağ, farenin, yurdu olmaya lâyıktır, bizim yurdumuz değil!
  • آن که پست مثال سنگ لاخ ** موش را شاید نه ما را در مناخ
  • Ben söyleyeyim de o bana yâr olmasın, sözlerim cevapsız kalsın, sesime ses bile vermesin ha!
  • من بگویم او نگردد یار من ** بی صدا ماند دم گفتار من
  • Öyle dağı yerle yeksan etmek… İnsana hemdem olmadığından onu ayaklar altına atıp ezmek daha iyi!
  • با زمین آن به که هموارش کنی ** نیست همدم با قدم یارش کنی
  • Allah: “Ey Nuh, eğer istiyorsan bütün boğulanları yeniden ve tekrar dirilteyim, yeryüzüne getireyim. 1355
  • گفت ای نوح ار تو خواهی جمله را ** حشر گردانم بر آرم از ثری
  • Senin hatırını bir Kenan için kırmam ben. Fakat seni ahvalden haberdar ediyorum” dedi.
  • بهر کنعانی دل تو نشکنم ** لیکت از احوال آگه می‌کنم
  • Nuh, “Hayır hayır… Eğer beni de gark etmek istesen yine hükmüne razıyım.
  • گفت نه نه راضیم که تو مرا ** هم کنی غرقه اگر باید ترا
  • Her an beni gark et. Hoşlanırım bundan, hükmün cana benzer, canla başla razıyım.
  • هر زمانم غرقه می‌کن من خوشم ** حکم تو جانست چون جان می‌کشم
  • Hiç kimseciğe bakmam, bakmam bile o bakış bahanedir, gördüğüm sensin.
  • ننگرم کس را وگر هم بنگرم ** او بهانه باشد و تو منظرم
  • Şükür, zamanında da senin yaptığın işe, sana âşığım, sabır zamanında da. Kâfir gibi hiç senin yarattığına âşık olur muyum? 1360
  • عاشق صنع توم در شکر و صبر ** عاشق مصنوع کی باشم چو گبر
  • Allah hükmüne âşık olan nurlanır, yarattığına âşık olansa kâfir olur, diye cevap verdi.
  • عاشق صنع خدا با فر بود ** عاشق مصنوع او کافر بود
  • Küfre razı olma küfürdür, hadisiyle kaza ve kaderine razı olmayan benden başka bir Allah arasın hadisinin manalarını birleştirmek
  • توفیق میان این دو حدیث کی الرضا بالکفر کفر و حدیث دیگر من لم یرض بقضایی فلیطلب ربا سوای
  • Dün mübahaseyi seven birisi, bana bir sual sordu.
  • دی سالی کرد سایل مر مرا ** زانک عاشق بود او بر ماجرا
  • Dedi ki: “Küfre razı olmak küfürdür.” Bunu Peygamber söyledi, onun söylediği söz de doğrudur, yerindedir.
  • گفت نکته‌ی الرضا بالکفر کفر ** این پیمبر گفت و گفت اوست مهر
  • Sonra da yine “Müslüman olan kişinin her türlü kazaya razı olması lazımdır” buyurdu.
  • باز فرمود او که اندر هر قضا ** مر مسلمان را رضا باید رضا
  • Kâfirlik ve münafıklık da Allah’ın kaza ve kaderiyle değil mi? Fakat buna razı olursak (ilk hadise göre) kötülük etmiş olmaz mıyız? 1365
  • نه قضای حق بود کفر و نفاق ** گر بدین راضی شوم باشد شقاق
  • Razı olmazsak o da suç… Peki, ikisinin arasında hangi çareye başvuralım.”
  • ور نیم راضی بود آن هم زیان ** پس چه چاره باشدم اندر میان
  • Ona dedim ki: “Bu küfür, Allah’ın takdiriyledir ama Allah’ın hükmüyle, Allah’ın emir ve rızasıyla değildir. Bu küfür yalnız kaza ve kaderin eserlerindendir.
  • گفتمش این کفر مقضی نه قضاست ** هست آثار قضا این کفر راست
  • Hocam, Allah’ın kaza ve kaderini, Allah’ın bilgisi olarak bil de şüphe ve tereddüdün kalmasın.
  • پس قضا را خواجه از مقضی بدان ** تا شکالت دفع گردد در زمان
  • Küfrede razıyız, çünkü Allah’ın bilgisine muvafıktır, fakat bizim fenalığımızdan, bizim kötülüğümüzden meydana geldiğinden de razı değiliz.
  • راضیم در کفر زان رو که قضاست ** نه ازین رو که نزاع و خبث ماست
  • Küfür Allah bilgisi olmak bakımından küfür değildir, Hakk’a kâfir deme, burada dur! 1370
  • کفر از روی قضا خود کفر نیست ** حق را کافر مخوان اینجا مه‌ایست
  • Küfür, cahillikten meydana gelir, fakat küfrün takdiri, Allah’ın bilgisidir, (Allah, kâfirin kâfirliğini ezelde bilir, bildiği gibi de zuhur eder). Rüya ve mülayimlik manasına gelen hilm ile sümük manasına gelen hilm nasıl bir olur?
  • کفر جهلست و قضای کفر علم ** هر دو کی یک باشد آخر حلم و خلم
  • Çirkin resim, ressamın çirkinliğini icap ettirmez ya. Çirkini de yaptığına, yapabildiğine bir delil olur ancak.
  • زشتی خط زشتی نقاش نیست ** بلک از وی زشت را بنمودنیست
  • Hatta hem çirkin resmi, hem de güzel resmi yapabildiğinden ressamın, kuvvetli bir ressam olduğuna delildir.
  • قوت نقاش باشد آنک او ** هم تواند زشت کردن هم نکو
  • Bu bahsi açar, düzüp koşarsam sual ve cevaplar uzar gider.
  • گر کشانم بحث این را من بساز ** تا سال و تا جواب آید دراز
  • Ben de aşk nüktesinin zevkini kaybederim. Allah’a hizmet, başka bir şekle döner, maksat hidayetten dalâlet olur. 1375
  • ذوق نکته‌ی عشق از من می‌رود ** نقش خدمت نقش دیگر می‌شود
  • Hayretin, mübahase ve düşünceye mâni olduğuna dair misal
  • مثل در بیان آنک حیرت مانع بحث و فکرتست