English    Türkçe    فارسی   

1
475-484

  • در یکی گفته مکش این شمع را ** کین نظر چون شمع آمد جمع را 475
  • Öbüründe; “Bu mumu söndürme ki bu görüş, meclise mum mesabesindedir.
  • از نظر چون بگذری و از خیال ** کشته باشی نیم شب شمع وصال‌‌
  • Eğer nazardan ve hayalden geçersen gece yarısı visâl mumunu söndürmüş olursun” demişti.
  • در یکی گفته بکش باکی مدار ** تا عوض بینی نظر را صد هزار
  • Birinde demişti ki: “Söndür, hiç korkma ki yüz binlerce karşılığını göresin.
  • که ز کشتن شمع جان افزون شود ** لیلی‌‌ات از صبر تو مجنون شود
  • Çünkü nazar mumunu söndürmekle can mumu artar, kuvvet bulur. Sabrının yüzünden Leylâ’n Mecnun olur!
  • ترک دنیا هر که کرد از زهد خویش ** بیش آید پیش او دنیا و پیش‌‌
  • Kim, zahitliği yüzünden dünyayı terk ederse dünya onun önüne çok, daha çok gelir!”
  • در یکی گفته که آن چه‌‌ت داد حق ** بر تو شیرین کرد در ایجاد حق‌‌ 480
  • Başka birinde; “Hak sana ne verdiyse onu icat ederken tatlılaşmış.
  • بر تو آسان کرد و خوش آن را بگیر ** خویشتن را در میفگن در زحیر
  • Kolaylaştırmıştır. Onu güzelce al; kendini zahmete sokma” demişti.
  • در یکی گفته که بگذار آن خود ** کان قبول طبع تو ردست و بد
  • Birinde demişti ki: “Kendine ait olanı terk et, çünkü tabiatının kabul ettiği, merduttur, kötüdür.
  • راههای مختلف آسان شده ست ** هر یکی را ملتی چون جان شده ست‌‌
  • Birbirine aykırı yollar, nefse kolaydır, herkese bir din, can olmuştur.
  • گر میسر کردن حق ره بدی ** هر جهود و گبر از او آگه بدی‌‌
  • Eğer Hakk’ın din işlerini kolaylaştırması, doğru bir yol olsaydı her Yahudi ve Mecusi, Tanrı’yı duyar, anlardı” demişti.