English    Türkçe    فارسی   

2
3553-3562

  • بر تو زندان بر من آن زندان چو باغ ** عین مشغولی مرا گشته فراغ‏
  • Sana zindan, fakat o zindan bana bahçe gibi. Meşguliyetin ta kendisi bana istirahat hali.
  • پای تو در گل مرا گل گشته گل ** مر ترا ماتم مرا سور و دهل‏
  • Senin ayağın balçıkta, bana balçık gül kesilmiş... Sana yas, bana düğün, dernek davul zurna!
  • در زمینم با تو ساکن در محل ** می‏دوم بر چرخ هفتم چون زحل‏ 3555
  • Seninle yeryüzünde oturup duruyorum ama Zuhal yıldızı gibi yedinci kat göğün üstünde koşup durmaktayım.
  • همنشینت من نیم سایه‏ی من است ** برتر از اندیشه‏ها پایه‏ی من است‏
  • Seninle oturan ben değilim, benim gölgem. Mertebem, düşüncelerden üstün.
  • ز انکه من ز اندیشه‏ها بگذشته‏ام ** خارج اندیشه پویان گشته‏ام‏
  • Çünkü ben düşüncelerden, vesveselerden geçtim, onların dışında koşup gezmekteyim.
  • حاکم اندیشه‏ام محکوم نی ** ز انکه بنا حاکم آمد بر بنا
  • Ben endişelere hâkimim, mahkûm değil. Usta, binaya hâkimdir.
  • جمله خلقان سخره‏ی اندیشه‏اند ** ز آن سبب خسته دل و غم پیشه‏اند
  • Bütün halk, endişelere, vesveselere mahkûmdur. O yüzden hepsinin gönlü hasta, hepsi gamlı, gussalıdır.
  • قاصدا خود را به اندیشه دهم ** چون بخواهم از میانشان بر جهم‏ 3560
  • Onların arasından çıkıp kurtulmak istersem kendimi mahsustan endişeli gösteririm.
  • من چو مرغ اوجم اندیشه مگس ** کی بود بر من مگس را دست‏رس‏
  • Ben, yücelerde uçan bir kuşum, endişe sinek! Sinek nasıl olurda beni elde edebilir?
  • قاصدا زیر آیم از اوج بلند ** تا شکسته پایگان بر من تنند
  • Ayakları kırık olanlar da benimle buluşsunlar, konuşsunlar diye göğün yücelerinden kasten aşağıya inerim.