English    Türkçe    فارسی   

3
1153-1162

  • یک تنی او را پدر ما را پسر ** بام زیر زید و بر عمرو آن زبر
  • Bir adam, onun babasıdır, bizim oğlumuz, Zeydin altında olan dam, Amr’ın üstündedir.
  • نسبت زیر و زبر شد زان دو کس ** سقف سوی خویش یک چیزست بس
  • Damın altta, üstte oluşu, o iki adama göredir. Hakikatteyse dam tek bir şeydir, işte o kadar!
  • نیست مثل آن مثالست این سخن ** قاصر از معنی نو حرف کهن 1155
  • Bu söz, onun misli değildir, bir misaldir ancak. Eski harfler, yeni manayı ifade edemez ki.
  • چون لب جو نیست مشکا لب ببند ** بی لب و ساحل بدست این بحر قند
  • Ey tulum, burası mademki ırmak kıyısı değil, ağzını kapat. Bu şeker denizinin ne kıyısı var, ne kenarı!
  • فرستادن فرعون به مداین در طلب ساحران
  • Firavunun sihirbazları çağırtmak üzere şehirlere adam göndermesi
  • چونک موسی بازگشت و او بماند ** اهل رای و مشورت را پیش خواند
  • Musa, dönüp Firavun kalınca bütün rey ve tedbir sahiplerini danışmak üzere çağırdı.
  • آنچنان دیدند کز اطراف مصر ** جمع آردشان شه و صراف مصر
  • Padişahın, Mısır sultanı olan Firavunun Mısır civarındaki bütün sihirbazları çağırmasını kararlaştırdılar.
  • او بسی مردم فرستاد آن زمان ** هر نواحی بهر جمع جادوان
  • Firavun hemen bütün sihirbazların toplanması için etrafa bir hayli adam gönderdi.
  • هر طرف که ساحری بد نامدار ** کرد پران سوی او ده پیک کار 1160
  • Nerede ünlü bir büyücü varsa gelmesi için on haberci yolladı.
  • دو جوان بودند ساحر مشتهر ** سحر ایشان در دل مه مستمر
  • İki genç vardı ki büyü de pek şöhret bulmuşlardı. Sihirleri, aya bile tesir ederdi.
  • شیر دوشیده ز مه فاش آشکار ** در سفرها رفته بر خمی سوار
  • Aydan apaşikâr süt sağarlar, bir yere gidecekleri vakit küplere binip giderler.