English    Türkçe    فارسی   

3
2318-2327

  • گفت من با حق دعاها کرده‌ام ** اندرین لابه بسی خون خورده‌ام
  • Adam “Ben Allah’a dua ettim, feryad ü figan ederek nice kanlar yuttum.
  • من یقین دارم دعا شد مستجاب ** سر بزن بر سنگ ای منکرخطاب
  • İyice biliyorum ki duam kabul edildi. Sen gayri ey kötü sözlü, var, başını taşlara vur” dediyse de
  • گفت گرد آیید هین یا مسلمین ** ژاژ بینید و فشار این مهین 2320
  • Adam “Müslümanlar, buraya gelin de bu herifin yavelerini duyun!
  • ای مسلمانان دعا مال مرا ** چون از آن او کند بهر خدا
  • Müslümanlar, Allah için olsun söyleyin… Dua nasıl olur da benim malımı ona mal eder?
  • گر چنین بودی همه عالم بدین ** یک دعا املاک بردندی بکین
  • Eğer dua ile mal ele geçseydi bütün âlem dua eder, mal, mülk sahibi olurdu.
  • گر چنین بودی گدایان ضریر ** محتشم گشته بدندی و امیر
  • Dua ile ele bir şey geçseydi kör dilenciler de yücelirler, bey kesilirlerdi.
  • روز و شب اندر دعااند و ثنا ** لابه‌گویان که تو ده‌مان ای خدا
  • Onlar da gece gündüz dua ediyorlar, Yarabbi bize para ver, mal, mülk ver diyorlar.
  • تا تو ندهی هیچ کس ندهد یقین ** ای گشاینده تو بگشا بند این 2325
  • Sen vermezsen kimsecikler bir şey vermez. Ey kapalı kapıları açan Allah, bize ihsan kapısını da sen aç derler.
  • مکسب کوران بود لابه و دعا ** جز لب نانی نیابند از عطا
  • Fakat körlerin çalışıp çabalaması yalnız dua ve feryat… Bir dilim ekmekten başka ellerine bir şey geçmez” dedi.
  • خلق گفتند این مسلمان راست‌گوست ** وین فروشنده‌ی دعاها ظلم‌جوست
  • Halk, “Bu Müslüman doğru söylüyor. Bu dua satan, zalim bir adam.