English    Türkçe    فارسی   

5
63-72

  • لاجرم کافر خورد در هفت بطن  ** دین و دل باریک و لاغر زفت بطن 
  • Hasılı kafir yedi karınla yemek yer, dini ve gönlü arıktır ama karnı büyük!
  • در سبب ورود این حدیث مصطفی صلوات الله علیه که الکافر یاکل فی سبعة امعاء و المومن یاکل فی معا واحد 
  • İNANANIN KAFİRDEN FARKI
  • کافران مهمان پیغامبر شدند  ** وقت شام ایشان به مسجد آمدند 
  • Allah Rahmet etsin, Mustafa’nın şu “Kafir yedi barsakla yemek yer, inanan bir barsakla” hadisini söylemesindeki sebep
  • که آمدیم ای شاه ما اینجا قنق  ** ای تو مهمان‌دار سکان افق  65
  • Kafirler, Peygambere konuk oldular. Akşam vakti mescide geldiler.
  • بی‌نواییم و رسیده ما ز دور  ** هین بیفشان بر سر ما فضل و نور 
  • Ey bütün dünyadakileri yurdunda konaklayan, ey padişah, biz sana konuk geldik.
  • گفت ای یاران من قسمت کنید  ** که شما پر از من و خوی منید 
  • Azığımız yok uzaktan gelmişiz. Hemencecik başımıza rahmet ve nur saç dediler.
  • پر بود اجسام هر لشکر ز شاه  ** زان زنندی تیغ بر اعدای جاه 
  • Peygamber, sahabeye, dostlarım, dedi. Bunları paylaşın. Çünkü siz benimle benim huyumla dolusunuz.
  • تو بخشم شه زنی آن تیغ را  ** ورنه بر اخوان چه خشم آید ترا 
  • Her askerin bedeni padişahla doludur. Padişahın mevki ve rütbesine düşman olanlara bu yüzden kılıç vururlar.
  • بر برادر بی‌گناهی می‌زنی  ** عکس خشم شاه گرز ده‌منی  70
  • Sen padişahın kızgınlığı ile kılıç sallarsın, yoksa kardeşlere niye kızasın ki?
  • شه یکی جانست و لشکر پر ازو  ** روح چون آبست واین اجسام جو 
  • Bir kardeşe, padişahın kızgınlığının aksiyle suçsuz olarak on batmanlık gürzü vuruyorsun.
  • آب روح شاه اگر شیرین بود  ** جمله جوها پر ز آب خوش شود 
  • Padişah bir candır ama ordu onunla doludur. Ruh su gibidir, bu bedenler ırmağa benzerler.