English    Türkçe    فارسی   

6
2198-2207

  • لیک دادش حق چنین خوف وجع  ** تا مصالح حاصل آید در تبع 
  • Fakat Tanrı, ona öyle bir acı korkusu vermiştir de o yüzden işler de görülür gider.
  • هم‌چنان هر کاسبی اندر دکان  ** بهر خود کوشد نه اصلاح جهان 
  • Her kazanç sahibi de bunun gibi âlemi ıslâh için değil, kendisi için çalışır.
  • هر یکی بر درد جوید مرهمی  ** در تبع قایم شده زین عالمی  2200
  • Her biri derdine bir melhem arar. Derken bir âlem de bu yüzden düzene girer.
  • حق ستون این جهان از ترس ساخت  ** هر یکی از ترس جان در کار باخت 
  • Tanrı korkuyu bu âleme direk yapmıştır. Herkes, can korkusu ile bir işe sarılmıştır.
  • حمد ایزد را که ترسی را چنین  ** کرد او معمار و اصلاح زمین 
  • Tanrı’ya hamd olsun ki böyle bir korkuyu mimar etmiş, onunla yer yüzünü düzene koymuştur.
  • این همه ترسنده‌اند از نیک و بد  ** هیچ ترسنده نترسد خود ز خود 
  • Bunların hepside iyiden, kötüden korkarlar. Fakat hiçbir kimse yoktur ki kendi kendisinden korksun.
  • پس حقیقت بر همه حاکم کسیست  ** که قریبست او اگر محسوس نیست 
  • Şu halde hakikatte herkese hak3im olan birsidir ve o, duygularla duyulmaz ama çok yakındır insana.
  • هست او محسوس اندر مکمنی  ** لیک محسوس حس این خانه نی  2205
  • O, bir gizli yerde duyulur ama bu evin duyguları ile duyulmaz.
  • آن حسی که حق بر آن حس مظهرست  ** نیست حس این جهان آن دیگرست 
  • Tanrı’nın anlaşılacağı, duyulacağı duygu, bu cihanın duygusu değildir, o duygu, başka bir duygudur.
  • حس حیوان گر بدیدی آن صور  ** بایزید وقت بودی گاو و خر 
  • Hayvan duygusu, o suretleri görseydi öküzle eşek de vaktin Beyazıd’ı olurdu.