English    Türkçe    فارسی   

3
2314-2323

  • Öküz sahibi yakasına sarıldı, sabredemedi, yüzüne de birkaç sille vurdu.
  • او ز خشم آمد گریبانش گرفت ** چند مشتی زد به رویش ناشکفت
  • Her iki düşmanın da Davud Peygamber aleyhisselâm’ın yanına gitmesi
  • رفتن هر دو خصم نزد داود علیه السلام
  • Çeke çeke Davud Peygamber’in yanına kadar götürdü. “ Gel bakalım zalim ahmak. 2315
  • می‌کشیدش تا به داود نبی ** که بیا ای ظالم گیج غبی
  • Saçma sapan lâfları bırak azgın herif. Aklını başına al, kendine gel!
  • حجت بارد رها کن ای دغا ** عقل در تن آور و با خویش آ
  • Bu ne çeşit dua? Âlemi bana da güldürme, kendini de maskara etme!” diyordu.
  • این چه می‌گویی دعا چه بود مخند ** بر سر و و ریش من و خویش ای لوند
  • Adam “Ben Allah’a dua ettim, feryad ü figan ederek nice kanlar yuttum.
  • گفت من با حق دعاها کرده‌ام ** اندرین لابه بسی خون خورده‌ام
  • İyice biliyorum ki duam kabul edildi. Sen gayri ey kötü sözlü, var, başını taşlara vur” dediyse de
  • من یقین دارم دعا شد مستجاب ** سر بزن بر سنگ ای منکرخطاب
  • Adam “Müslümanlar, buraya gelin de bu herifin yavelerini duyun! 2320
  • گفت گرد آیید هین یا مسلمین ** ژاژ بینید و فشار این مهین
  • Müslümanlar, Allah için olsun söyleyin… Dua nasıl olur da benim malımı ona mal eder?
  • ای مسلمانان دعا مال مرا ** چون از آن او کند بهر خدا
  • Eğer dua ile mal ele geçseydi bütün âlem dua eder, mal, mülk sahibi olurdu.
  • گر چنین بودی همه عالم بدین ** یک دعا املاک بردندی بکین
  • Dua ile ele bir şey geçseydi kör dilenciler de yücelirler, bey kesilirlerdi.
  • گر چنین بودی گدایان ضریر ** محتشم گشته بدندی و امیر