English    Türkçe    فارسی   

4
3376-3385

  • چشم اشتر زان بود بس نوربار ** کو خورد از بهر نور چشم خار
  • Deve gözü ışılansın diye diken yer de onun için gözü nurlar saçar!
  • قصه‌ی شکایت استر با شتر کی من بسیار در رو می‌افتم در راه رفتن تو کم در روی می‌آیی این چراست و جواب گفتن شتر او را
  • Katırın deveye “Ben yol yürürken yüzüstü düşü düşü veriyorum,halbuki sen az düşüyorsun,bu neden diye sorması,devenin cevabı
  • اشتری را دید روزی استری ** چونک با او جمع شد در آخری
  • Katırın biri bir gün bir deveyle buluştu... ikisi de bir ahıra düştüler.
  • گفت من بسیار می‌افتم برو ** در گریوه و راه و در بازار و کو
  • Katır dedi ki: “Ben tepede, düzde, pazarda, köyde çok düşüyorum.
  • خاصه از بالای که تا زیر کوه ** در سر آیم هر زمانی از شکوه
  • Hele dağ terekesinden aşağı inerken her zaman korkumdan tepe taklak kapanırım.
  • کم همی‌افتی تو در رو بهر چیست ** یا مگر خود جان پاکت دولتیست 3380
  • Sense yüz üstü pek az düşersin... bu neden? Yoksa senin arı canın devletlik mi ki?
  • در سر آیم هر دم و زانو زنم ** پوز و زانو زان خطا پر خون کنم
  • Ben her an tepesi üstü düşer, dizimi vurur, yüzümü, dizimi kanlara bularım!
  • کژ شود پالان و رختم بر سرم ** وز مکاری هر زمان زخمی خورم
  • Palanım, yüküm baş aşağı olur; kiracıdan da daima dayak yerim.
  • هم‌چو کم عقلی که از عقل تباه ** بشکند توبه بهر دم در گناه
  • Hani az akıllı adam gibi... o da aklının kıtlığından günahından tövbe eder... her an da tövbesini bozar.
  • مسخره‌ی ابلیس گردد در زمن ** از ضعیفی رای آن توبه‌شکن
  • O tövbe bozan reyindeki, azmindeki gevşekliğinin yüzünden zamanede İblise maskara olur.
  • در سر آید هر زمان چون اسپ لنگ ** که بود بارش گران و راه سنگ 3385
  • Her an yükü ağır olan ve taşlık yolda gitmeye savaşan topal beygir gibi tepesi üstüne düşer.